ÖZEL HABER

Gelecek korkusu psikolojiyi sarsıyor!

Küresel ısınma ve çevresel felaketlerin artışı, insanların geleceğe dair umutlarını sarsarken, psikolojide yeni bir sorun olan iklim kaygısını da gündeme getirdi. Uzmanlar, bu kaygının günlük hayatı etkileyen ciddi bir psikolojik sorun haline geldiğini belirtiyor

Uzman Psikolog Anıl Yıldız, iklim değişikliği ve çevresel krizlerin neden olduğu “iklim kaygısı” hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. Yıldız, bu kaygının özellikle doğaya duyarlı, bilinçli ve çevresel sorunların farkında olan kişilerde daha sık görüldüğünü söyledi.

İKLİM KAYGISI NEDİR?
Yıldız, “İklim kaygısı, iklim değişikliği ve çevresel krizler hakkında duyulan endişe, korku ya da umutsuzluk hissidir. Bazı insanlar iklim kaygısı nedeniyle gelecekte ne olacağını düşünmeden duramaz, hatta çocuk sahibi olmaktan vazgeçebilir. Günlük hayatlarında çaresizlik hissedebilir ve ‘Ben ne yapsam da yetmez’ gibi kaygısal düşüncelere kapılabilirler. Bazen bu duygular o kadar yoğunlaşır ki depresyon belirtileri bile ortaya çıkabilir” dedi.

ÇEVRE DUYARLILIĞI İLE İKLİM KAYGISI ARASINDAKİ FARK
Çevre duyarlılığı ile iklim kaygısı arasındaki farkı da açıklayan Yıldız, “Çevre duyarlılığı, bir kişinin doğaya ve çevresel sorunlara dikkat etmesi, bilinçli tercihler yapmasıdır. Geri dönüşüme dikkat etmek, su kullanımını azaltmak, fosil yakıt kullanımına karşı olmak gibi davranışlar genellikle kişinin hayatını olumsuz etkilemez. İklim kaygısı ise daha derin ve duygusal bir yoğunluk taşır. Kişi sürekli kötü senaryolar düşünür, ‘Dünya yaşanmaz hale gelecek, felaketler artacak’ gibi kaygılar yaşar. Bu durum uyku bozuklukları, dikkat dağınıklığı, sosyal izolasyon gibi sorunlara yol açabilir” ifadelerini kullandı.

İKLİM KRİZİNİN PSİKOLOJİK ETKİLERİ
İklim değişikliğinin psikolojiyi derinden etkilemesinin nedenlerine de değinen Yıldız, “İklim krizi soyut ve uzun vadeli bir tehdit olduğu için belirsizlik duygusunu artırıyor. Bireysel çabalar yetersiz kalıyor ve bu durum çaresizlik, güçsüzlük ve tükenmişlik hissi yaratıyor. Ayrıca sosyal medyada sıkça yer alan felaket haberleri, özellikle çocuklar ve gençlerde travmatik etkiler oluşturuyor. Bu da onların geleceğe dair olumlu bir bakış geliştirmesini zorlaştırıyor” dedi.

‘VİCDAN VE SUÇLULUK ARASINDA KALINIYOR’
Yıldız, “Bir yandan daha çevreci yaşamak isterken diğer yandan içinde yaşadığımız sistemle mücadele etmek zorundayız. Bu durum, özellikle vicdanlı bireylerde ‘Yeterince iyi bir insan mıyım?’ sorusunu akla getiriyor ve suçluluk, yetersizlik hissini artırıyor. İklim değişikliğinin psikolojik etkisi sadece doğaya değil, kimliğimize, geleceğimize ve hayattaki yerimize dair duygularımızı da etkiliyor. Bu yüzden iklim kaygısı sıradan bir çevre meselesi olmaktan çıkarak insanı derinden etkileyen bir kriz haline geliyor” diye konuştu.