Her yıl 10 Aralık’ta tüm dünyada kutlanan Dünya İnsan Hakları Günü, insanlığın en temel hak ve özgürlüklerinin evrensel düzeyde güvence altına alınmasının simgesi olarak kabul ediliyor. 2’nci Dünya Savaşı’nın ardından ülkelerin “bir daha aynı acıların yaşanmaması” ortak hedefiyle bir araya gelmesiyle doğan bu özel gün, modern insan hakları anlayışının dönüm noktalarından biri olarak görülüyor.
İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu tarafından Haziran 1948’de hazırlandı ve 10 Aralık 1948’de Paris’te yapılan BM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Tüm insanların yalnızca insan olmaları sebebiyle eşit ve özgür doğduğunu vurgulayan bildiri; yaşam hakkından ifade özgürlüğüne, adil yargılanmadan eğitim hakkına kadar 30 maddede evrensel ilkeleri tanımlıyor.
Bugün 190’dan fazla ülkenin benimsediği bu metin, ulusal anayasaların hazırlanmasından uluslararası hukuk düzenlemelerine kadar pek çok alanda temel referans niteliği taşıyor. 10 Aralık ise her yıl dünya genelinde düzenlenen etkinliklerle, farkındalık kampanyalarıyla ve insan hakları ihlallerine dikkat çeken çalışmalarla kutlanıyor.
Birleşmiş Milletler, günün bu yılki temasını “Herkes için eşitlik, adalet ve özgürlük” olarak belirleyerek, çatışmaların, göç hareketlerinin ve dijital çağın getirdiği yeni hak tartışmalarının gölgesinde insan haklarının korunmasının daha da kritik hale geldiğine vurgu yapıyor.
Dünya İnsan Hakları Günü, yalnızca geçmişte atılan tarihi bir adımı hatırlatmıyor; aynı zamanda bugün ve gelecek için daha adil, özgür ve eşit bir dünya hedefini hatırlatan evrensel bir çağrı niteliği taşıyor.