Destek lazımdı Sayın Bakanımıza. Tabii ki bir başka yerden, başka partiden. BBP Lideri’nin sözleri gündeme oturuverdi birden. Haberlerde ve kendi paylaştığı tweet’le kız çocuklar için müstakil okullar açılmasına tereddütsüz katılan ve destekleyen BBP Lideri paylaşımının tam ortasında “Laiklik adı altında buna karşı çıkanların asıl niyetlerinin inanç-din düşmanlığı olduğunu biliyoruz. Binaenaleyh onların zırvalarına aldırmadan çalışmalar süratle başlatılarak önümüzdeki eğitim öğretim yılında hayata geçirilmelidir” dedi.

Eski Osmanlı Bankası reklamı vardı bir dönem. Bir anons çınlardı kulaklarda; ”Yok aslında birbirimizden farkımız ama biz Osmanlı Bankası’yız”.

Tam da öyle sanki. Farksızlığı fark etmek gerekli.

O değil de bu ‘zırva’ların neler olduğuna, niçin olduğuna, bilimsel, sosyolojik, pedagojik arka planına bakıldı mı acaba? Ne kadar dikkate alındı ve alınacak?

Türkiye İşçi Partisi’nin sesi var meydanlarda, ”Laik, bilimsel eğitimden vazgeçmiyoruz” diyor basın açıklamasıyla. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın cinsiyetler arasında okullaşma oranında anlamlı bir fark olmadığını söylüyor mecliste diğer yanda.

Tepkiler çok amma velakin BBP liderine göre bunlar zırva... Laiklik savunusu din düşmanlığı oldu birden her nasılsa. Laik, cumhuriyetçi, gerçekten inançlı insanlarımız ne oluyor bu durumda?

İyi ki aforoz müessesesi yok bizde. Düşünsenize böyle bir şey olsa nüfusun belki de yarısı çıkarılacaktı dinden. Dinsiz, inançsız kalacaktı herkes haybeden.

Zırvalayanlardanım tabii ben de. Bilim ve pedagoglar, velhasıl gerçek eğitimciler, uzmanlar bu konuda görüş beyan etmedikçe de zırvalamaya devam edeceğim bu gidişle. Karma eğitimden yanayım, cinsiyet ayrımcılığına dün de karşıydım, bugün de karşıyım. Her alanda ve her yerde.

Bahsi geçen kız erkek okullarının yaygınlaştırılması cinsiyet ayrımcılığı mı körükler ve ataerkil sistemi daha da sağlamlaştırır bence. İstenen de bu sanırım.

* * *

Emekli maaş zammı %25’te kaldı. Seyyanen zam konusu tabii ki oldu şehir masalı. Bozdurup bozdurup artık harcama zamanı.

Kredileri bulabilene bir miktar da incili boncuklu artan faiz de yanında hediye. Limitler ise ayrı mesele. Kaldıysa mal mülk tasarruf bir yerlerde, asılın küreklere. Haydi bakalım kolay gele. Yok mu? Hiç mi yok? Bakacaksın çaresine.

* * *

Unutulmasın bu arada; Can Atalay halen tutuklu. Tahliye talebi Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nce reddedilmiş. Hatay’dan milletin vekili. Kendi partisi TİP ve muhalefetin itirazları yükseliyor durmadan. Bu sesi duyan var mı?

* * *

Bugün, yani bu yazının yayınlandığı gün; 15 Temmuz hain darbe girişiminin üstünden tam 7 yıl geçti. FETÖ/PDY işbirliği ile yapılan bu darbe girişimi acı hatıraları ile milletin hafızasından hiç silinmeyecek. Halen sorumluları hakkında soruşturmalar, davalar ve tutuklamalar sürerken devlet yapılanmasında cemaat ve tarikatların tehlikesini acı bir şekilde deneyimledik. Bir daha yaşanmaması dileğimiz.

Bunun için de dilemek yetmiyor tabii. Devlet kademelerindeki, kamu görevindeki, stratejik mevkilerdeki görevlilere ve ilişkilerine çok dikkat edilmesi, özen gösterilmesi gerekli. İstihbarat önemli.

Bu arada tuhaf şey. Her nasılsa, Fethullah Gülen’ in yeğeni firari Selman Gülen İstanbul’da yakalanmış (14 Temmuz 2023 Yeniçağ haberi).

Biliyorsunuz ki terör örgütüne dair operasyonlar devam ediyor, bitmedi. Selman Gülen’in İstanbul’da olması ya da saklanması da ne yalan söyleyeyim bana biraz garip gelmedi değil hani.

İktidar da muhalefet de değişir, değişebilir. Kimse kalıcı değildir. Her darbe veya darbe girişimi demokrasi tarihinde kara bir lekedir. Lekenin izi ise öyle kolay kolay çıkmaz. Bunlar, toplumun yara izidir. Darbeler bir ülkenin, hele ki bizim ülkemizin kaderi değildir.

Adil, demokratik, darbesiz, kalkışmasız, baskısız, huzurlu, eşit ve özgür günler dilerim herkese.

Sevgi ve saygılarımla...