Kurumsal yönetim ilkelerinin hangi büyüklükte şirketler tarafından uygulanabileceğine dair önemli bir karışıklık olduğu belirtilen raporda, "Büyük şirket sayısı az, küçük şirketlerin de yönetim yapısı belli. Kanunlarda tek kişilik A.Ş'ye ve yönetim kuruluna izin verdiğinden kurumsal yapı kurmak, çok sesli yönetim anlayışını benimsemek çok gerekli gözükmüyor" denildi. Kurumsal yapı için eğitim veya danışmanlık alma konusundaki talebin de düşük olduğu, fabrikayı görmeye gidip bir saatte satın alıp, ertesi gün pişman olunduğu dile getirildi.
YÖNETİM ÇATIŞMASI Haleflik konusundaki sıkıntıların da sıkça yaşandığına değinilen raporda, "Kardeşim ve ben işe başlayana kadar babam tek sorumluydu. İmza yetkisi sadece kendisindeydi ve ailenin tüm fertleri yönetim kurulu üyesiydi. Şirkete girdiğimizde babamla oldukça zorlu süreçlerimiz oldu. Bunda kız çocuk olmamın da etkisi oldu ve hala yaşıyorum" örneği verildi. Eleştirilerde, aileye yönelik kural koyma ve yazılı kültüre geçme sürecinin aile mensuplarını bir miktar ürküttüğü de kaydedildi. İkinci ve üçüncü kuşakların yönetimdeki bazı değişiklik talepleri nedeniyle çatışmaya girdikleri, bu anlaşmazlığın zaman içinde fırsata dönüşebileceğinden bahsedildi.
AİLELER MÜMKÜN GÖRMÜYOR
Rapordaki eleştirilerde, aile mensuplarının uzun süredir aynı işin içerisinde olduğu için kendi sektörlerinde kurumsal yönetimin uygulanmasının mümkün olmadığını düşündükleri ve 'sektördeki rekabet bu konuda hantallaşmayı beraberinde getirir ve geri kalırız' endişesinin dile getirildiği belirtildi. Kurumsal yönetimin şirketi hantallaştıracağı ve rekabet avantajını engelleyeceği korkusunun da iş adamları için endişe verici olarak gösterildi. (DHA)





