'ANTALYA MÜZESİ YAŞAMALI'
İlk konuşmayı yapan Skal International Antalya Şube Başkanı Uğursal Uğur, müzenin yıkım kararına karşı olduklarını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Turizmin en eski ve tek uluslararası meslek örgütü olarak misyonumuz, ülkemizin uluslararası tanıtımına ve sürdürülebilir turizmine katkı sağlamak. Kentimizin kültürel hafızası ve mimari mirası açısından eşsiz değere sahip Antalya Arkeoloji Müzesi’nin yıkım kararına yönelik kamuoyundaki kaygıları biz de paylaşıyoruz” dedi.
Uğur, 1964 yılında ulusal mimari proje yarışmasıyla inşa edilen ve 1988’de Avrupa Konseyi tarafından ‘Yılın Müzesi’ özel ödülüne layık görülen yapının yalnızca bir müze değil, kütüphanesi, konferans salonu ve bahçesiyle bir kültür merkezi niteliği taşıdığını hatırlattı.

Deprem performans raporu olmadan, yalnızca karot ve röntgen verilerine dayanarak yıkım kararı alınmasının bilimsel temelden uzak olduğunu vurgulayan Uğur, “Makul bir güçlendirme bütçesiyle yeniden işlevsel hale getirilebileceği bilimsel raporlarla ortaya konmuşken, çok daha yüksek maliyetle yeni bina yapmak akılcı değil” dedi.
Uğur, müzenin tanıtım eksikliği, bakım-onarım ihmali ve idari yetersizlikler nedeniyle potansiyelini tam kullanamadığını, oysa mevcut yapının korunup güçlendirilerek genişletilmesinin Antalya’nın kültürel değerlerini öne çıkaracağını söyledi.
Skal International Antalya olarak taleplerini şöyle sıraladı:
Yıkım süreci derhal durdurulmalı
Yapı tescillenerek koruma altına alınmalı
Yeni müze ihtiyaçları şeffaf, yarışmaya dayalı ve katılımcı bir planlamayla ele alınmalı

‘MÜZE BİNASI MODERN MİMARLIK TARİHİMİZİN PARÇASI’
TMMOB Şehir Plancıları Odası Antalya Şube Başkanı Funda Yörük ise müze binasının Türkiye’de ulusal yarışmayla inşa edilen ilk müze binası olduğunu hatırlattı.
1972’de hizmete giren yapının 30 bin metrekarelik alanıyla sergi salonları, açık hava galerileri, çocuk bölümü, modern sanatlar salonu, konferans salonu ve kafeteryasıyla döneminin modernist anlayışını yansıttığını belirtti.
Yörük, Avrupa Konseyi Özel Ödülü almış bu yapının yıkılmasının Antalya’nın modern dönem kültürel mirasını yok edeceğini vurguladı: “Müze, kentin ortak hafızasında yer etmiş, nesiller boyunca ziyaret edilmiş bir mekandır. Yıkılması, insanların geçmişle kurduğu fiziksel bağların kopması demektir. Ayrıca yeni müze inşaatı yıllarca sürebilir, eserlerin geçici kaldırılması turizmi olumsuz etkiler” dedi.
Ekonomik maliyet, çevresel baskı ve Türkiye’nin kültürel mirası koruma konusundaki itibarına olası zararları da dile getiren Yörük, “Ana müze yapısı korunmalı, ek ihtiyaçlar halkın, meslek odalarının ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla, uluslararası yarışma veya katılımcı bir süreçle ele alınmalı” dedi.

Günlerdir, gece-gündüz devam eden müze etrafını demir levhalarla kapatma işleminde; müzenin bahçesini görme imkanı sağlayan demir kapı da kapatılarak içerinin görülmesi tamamen engellendi.

MÜZE ÖNÜNDE AÇIK HAVA SİNEMASI
Konuşmaların ardından, metal levhalara yansıtılan görüntülerle sanal müze turu yapıldı. Müze önü, bu kez de açık hava sinemasına dönüştü.





