ANTALYA Ekspres Gazetesi'nden Güven Güneş'in haberine göre, DİSK Akdeniz Bölge Temsilcisi ve Genelİş Antalya Şube Başkanı Vedat Küçük, 22 bin liralık asgari ücretle milyonlarca işçi ve emekçinin yaşamını sürdürebilmesinin mümkün olmadığını belirtirken mevcut ekonomik koşullarda tüm çalışanların ve emeklilerin ciddi bir geçim sıkıntısı yaşadığını dile getirdi.
22 BİN LİRAYLA YAŞAMAK MÜMKÜN DEĞİL
İşçilerin sendikalaşmasının ve örgütlü bir yapıya kavuşmasının yalnızca ücret adaleti açısından değil aynı zamanda demokrasi açısından da hayati bir mesele olduğuna dikkat çeken DİSK Akdeniz Bölge Temsilcisi ve Genel- İş Antalya Şube Başkanı Vedat Küçük, Türkiye’nin bir asgari ücretliler ülkesi haline getirildiğini, açlık sınırının altında kalan ücretlerle işçilerin yaşam mücadelesi verdiğini ifade etti. Yüksek enflasyon karşısında ücretlerin eridiğini, iktidarın ücret ve vergi politikalarının bu tabloyu daha da ağırlaştırdığını belirten Küçük, Temmuz ayında asgari ücretin yeniden belirlenmesi, en düşük emekli maaşının artırılması ve kamu işçilerinin toplu sözleşme beklentilerinin karşılanması gerektiğini ifade ederek, “22 bin lira ile milyonlarca işçi ve emekçinin hayatını sürdürebilmesinin mümkün değildir. Türkiye işçi sınıfının örgütlü olması, demokratik Türkiye demektir, Türkiye’nin aydınlık geleceği demektir. Demokrasimizin bu kadar ağır saldırılar altında olduğu bir süreçte işçilerin örgütlenmesi ve sendikalaşması bir memleket meselesidir. DİSK olarak biz bir yandan emeğimiz, ekmeğimiz için ve demokrasi için mücadele ederken bir örgütlenme seferberliğine de Türkiye’nin aydınlık geleceğini kurmak için hep birlikte yan yana, omuz omuza mücadeleye devam edeceğiz” dedi.

MAAŞTA VE VERGİDE ADALET!
Başkan Küçük “Özellikle yüksek enflasyon karşısında çalışanların, emekçilerin, emeklilerin her gün daha da yoksullaştığı bir dönemde ve Türkiye’nin bir asgari ücretliler ülkesi haline getirildiği bir süreçte, biliyorsunuz bugün asgari ücret daha elimize geçmeden açlık sınırının bile altına geriledi. Milyonlar asgari ücrete mahkûm edilmiş durumda. Sadece asgari ücret ve iktidarın ücret politikaları değil vergideki adaletsizlik de bu süreçle bu ağır yoksunlaşma daha da derinleşiyor. Bütün bunlar işçilerin sendikalaşmasının, sendikal haklarının kullanmasının önüne konulan ağır engellerle, yasaklarla sürdürülüyor. Böylesi bir dönemde insanca yaşayacak bir asgari ücret için, asgari ücretin bizim DİSK olarak enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde yılda 4 kez güncellenmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Asgari ücretin temmuz ayında mutlaka yenilenmesi ve bütün ücretlerin artırılması, en düşük emekli aylığının en az asgari ücret düzeyine yükseltilmesi, şu an kamuda aylardır bekleyen kamu toplu iş sözleşmeleri, kamu çerçeve sürecinin bir an önce sonuçlanıp kamu işçilerinin mağduriyetinin giderilmesi noktasındaki ortak taleplerimizi, değerlendirmelerimizi yaptık. Türkiye bir ücretliler topluluğu haline geldi ve bu süreçte temel meselemiz işçi sınıfının sendikalaşması, örgütlü olmasıdır. Türkiye işçi sınıfının örgütlü olması, sendikalaşmanın önündeki engellerin kaldırılması sadece ekmeğimizin daha fazla büyümesini sağlamayacak. Sadece bölüşümün biraz daha adaletli olmasını sağlamayacak. Türkiye işçi sınıfının örgütlü olması, demokratik Türkiye demektir, Türkiye’nin aydınlık geleceği demektir” dedi.





