Avrupa’da üst üste beş yıldır obezite oranlarında ilk sırada yer alan Türkiye’de durum her geçen yıl daha da vahim hale geliyor. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Diyetisyen Deniz Sezgin, çocukluk çağında edinilen yanlış alışkanlıkların tüm yaşamı etkilediğine dikkat çekerek önemli uyarılarda bulundu.
‘AİLE NE YERSE ÇOCUK DA ONU YİYOR’
Beslenme alışkanlıklarının temelde ailede şekillendiğini vurgulayan Sezgin, “Bugün geldiğimiz noktada çocukluk çağı obezitesi artık bireysel bir sağlık sorunu olmaktan çıktı, toplum sağlığını tehdit eden bir krize dönüştü. Aile ne yerse çocuk da onu yiyor. Evde sebze pişmiyorsa, çocuk okulda da sebzeye yönelmiyor. Sürekli hazır gıda, kızartma ya da fast food tüketilen bir evde çocuklardan sağlıklı beslenmeyi bekleyemeyiz” ifadelerini kullandı.
‘EKRAN KARŞISINDA GEÇEN SAATLER TEHLİKE YARATIYOR’
Hareketsizlik ve dijital bağımlılığın çocuklar üzerinde ciddi etkiler yarattığını söyleyen Sezgin, “Çocuklar artık sokakta oynamıyor, hareket etmiyor. Saatlerce ekran karşısında, hem zihinsel hem fiziksel olarak durağan bir yaşam sürüyorlar. Bu da obeziteyi kaçınılmaz hale getiriyor” dedi.
‘BESLENME EĞİTİMİ, TÜRKÇE VE MATEMATİK KADAR ÖNEMLİ’
Sağlıklı yaşamın çocuk yaşta öğrenilmesi gerektiğini belirten Sezgin, “Beslenme eğitimi tıpkı matematik ya da Türkçe kadar temel bir eğitim alanı olmalı. Çocuklara neyin sağlıklı olduğunu, neyin zararlı olduğunu öğretmeliyiz. Eğer bu alışkanlıklar çocuklukta kazandırılmazsa, ileriki yaşlarda değiştirmesi çok zor oluyor. Çünkü yerleşmiş davranışları dönüştürmek zaman alır, direnişle karşılaşır” şeklinde konuştu.
‘BU YALNIZCA BİREYSEL DEĞİL, KAMUSAL BİR SORUMLULUK’
Obezitenin sadece kişisel bir sorun olmadığını belirten Sezgin, “Devlet politikaları, eğitim sisteminin ve medya içeriklerinin bu konuda sorumluluk alması gerekiyor. Bu toplumsal bir sorumluluk. Medyada, okul kantinlerinde, sosyal politikalarda sağlıklı beslenme özendirilmeli. Sağlıklı nesillerin yetişmesi hepimizin görevi. Bu tabloyu tersine çevirmek istiyorsak, ortak bir bilinç geliştirmeli ve sağlıklı yaşamı bir kültür haline getirmeliyiz” diye konuştu.
