Antalya 11 Kasım Derneği, toplumda tarih bilincini artırmak amacıyla düzenlediği aylık söyleşi programlarını bu ay itibarıyla başlattı. Her ay bir ya da iki konuğu ağırlayacak programın ilk söyleşisinde Arkeolog, Rehber ve Turizmci Ümit Işın konuk edildi. Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nde gerçekleşen buluşmada, Anadolu’nun en eski medeniyetlerinden biri olan Antik Karya uygarlığı ele alındı.
ATATÜRK VURGUSU İLE BAŞLAYAN PROGRAM
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Dernek adına yapılan konuşmada,
“10 Kasım’da sonsuzluğa uğurladığımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün açtığı yolda, gösterdiği hedefe hiç durmadan ilerleyen bireyleriz. Atatürk sevgisi ve laik Türkiye Cumhuriyeti’ne inanan her dostumuzu derneğimizin çatısı altında görmekten onur duyarız” denildi.
YOĞUN KATILIM DİKKAT ÇEKTİ
Etkinliğe Antalya Büyükşehir Belediyesi Turizm Şube Müdürü Selma Gençel de katılırken, salonlara sığmayan çok sayıda tarih meraklısı söyleşiyi takip etti.
ORTAOKUL YILLARINDA BAŞLAYAN MACERA
Ümit Işın konuşmasına kendisini tanıtarak ve arkeolojiyle tanışma hikayesini aktararak başladı.
“Ortaokulda tarih derslerinde Hitit İmparatorluğu anlatılırdı ve Şuppiluliuma’nın adı geçerdi. ‘Kim arkeoloji okur da böyle bir isim öğrenir, arkeoloji nasıl bir şeydir?’ diye çok şaşırırdım” diyen Işın, yıllar içinde arkeolojinin hayatında nasıl şekillendiğini şöyle anlattı:
“Babam Antalya’ya geldikten sonra, babamın arkeolojiye meraklı bir arkadaşı vardı. Ortaokul ve lise yıllarımda beni antik kentleri gezdire gezdire liseyi bitirdiğimde arkeolojiden başka bir şey okuyamayacağıma karar verdim.”
“ANADOLU BİTMEYEN BİR HAZİNE”
Anadolu’nun kültürel çeşitliliğine dikkat çeken Işın, 50 yıldır gezmesine rağmen hala keşfedecek çok şey olduğunu söyledi:
“Anadolu’nun neresine giderseniz gidin sizi farklı kültürler karşılar. Karya bölgesi de coğrafi ve kültürel olarak çok ilginç bir yer. Frigya, Likya ve İyonya ile komşu olmasına rağmen kendi kültürünü muhafaza edebilmiş bir uygarlık.”
DAĞLIK COĞRAFYA, KORUNMUŞ KÜLTÜR
Karya’nın az bilinen antik kentlerine de değinen Işın, özellikle Latmos-Herakleia’nın son yıllarda öne çıktığını, ancak bölgenin genelinin hala yeterince tanınmadığını vurguladı:
“Karya dağlık bir bölge olduğu için yolları zordur. Bu yüzden çok gezilmez ve bu durum bölgenin bozulmadan kalmasını sağlamıştır. Bafa Gölü’nün yanında yer alan Latmos Dağı ve çevresi, zeytincilik ve büyükbaş hayvancılığın yapıldığı çok özel bir coğrafyadır.”
“BODRUM GULETLERİNİN KÖKENİ KARYA’YA DAYANIYOR”
Karya’nın gemi yapımındaki tarihsel rolüne de değinen Işın, Halikarnassos’un başkent olmasının ardından bölgenin gemi ustalığıyla ün kazandığını hatırlattı:
“Eskiden Bafa Gölü bir körfezdi ve Karya’ya hayat veren önemli bir limandı. Bölgenin gemi yapımcılığı ünü günümüze kadar ulaşmıştır. Bodrum guletleri bugün hala dünya çapında bilinir.”
