Akdeniz’in incisi olarak bilinen Antalya sadece denizi, güneşi ve plajlarıyla değil, aynı zamanda zengin tarihi ile de ziyaretçilerine unutulmaz bir tatil deneyimi sunuyor. Perge Antik Kenti’ni ziyaret etmek, Antalya’da geçireceğiniz o muhteşem zamanı daha anlamlı hale getirecek bir kültürel zenginlik. Bu eşsiz antik kenti ziyaret ederken, antik dönemlerle derin bir bağ kurarak, adeta tarihin derinliklerine yolculuk yapacaksınız.
Antalya şehir merkezine sadece 17 kilometre mesafede bulunan Perge, Aksu ilçesinde yer alıyor. Antalya’nın yoğun turizm hayatından uzak, sessiz ve sakin bir köşe olarak, burada yer alan antik kent, hem tarihi hem de mimarisiyle bir açık hava müzesi gibi. Yola çıkmadan önce aklımda sadece biraz tarih bilgisi ve genel bir merak vardı. Ancak Perge'ye vardığımda, bir yandan büyülenmiş bir şekilde yürürken, diğer yandan derin bir saygı duydum bu kadim kente.
PERGE'NİN KAPILARINDAN GİRMEK
Antik kente ilk adımımı Roma Kapısı’ndan attım. İki büyük kuleyle süslenmiş, devasa bu kapı, Perge’nin ihtişamını simgeliyor. Yazıtlarla bezeli yüzeyi ve 24 metrelik uzunluğu ile Perge’nin görkemli geçmişini gözler önüne seriyor. O an, bir zamanlar Roma İmparatorluğu’na bağlı bu şehre giren önemli bir figür gibi hissettim. Geçmişin izleri ve harabeler arasında kaybolmak, adeta yüzyıllar öncesinde yaşamış birinin ayak izlerinde yürümek gibiydi. Perge'yi keşfe çıktığımda kedim Minnoş ve eşim Muammer’de yanımdaydı. Minnoş, antik kentin taşları arasında serbestçe dolaşırken, sanki o da tarihin bir parçası gibi hissediyordu.
ANTİK TİYATRO: GEÇMİŞİN SESLERİ
Perge'nin en etkileyici yapılarından biri olan antik tiyatro, gerçekten göz kamaştırıcıydı. Tiyatro, yaklaşık 12.000 kişilik kapasitesiyle bir dönemin en büyük ve etkileyici yapılarından biri olma özelliğini taşıyor. Sahne arkasındaki ince işçilik ve mermer detaylar, zamanın ne kadar ileri bir düzeyde olduğunu gösteriyor. Bu tiyatroda bir zamanlar gladyatör dövüşleri, tiyatro oyunları ve büyük toplumsal etkinlikler düzenlenmiş. O devasa tiyatroda otururken, binlerce yıl önce burada oturan insanların heyecanını, coşkusunu hissedebiliyorsunuz.
STADYUMUN BÜYÜSÜ
Antik kentteki bir diğer dikkat çekici yapıyı ise stadyum oluşturuyor. Bu devasa yapı, yaklaşık 12.000 kişilik kapasitesiyle dönemin en büyük spor alanlarından biri olarak biliniyor. Yüksek duvarları ve ihtişamlı yapısı, burada bir zamanlar atletizm yarışmalarından gladyatör dövüşlerine kadar pek çok etkinliğin yapıldığını hayal etmenizi sağlıyor. Bu stadyumda bir zamanlar antik Roma halkının nasıl eğlendiğini görmek, Perge'nin sosyal yaşamını anlamak için çok önemli bir fırsat sunuyor.
AGORA VE SÜTUNLU CADDELER
Kentin kalbinde yer alan agora, adeta bir sosyal yaşam merkeziymiş. Burada ticaretin ve insanların buluştuğu alanlardan izler görmek mümkündü. Büyük sütunlar arasındaki geniş caddelerde yürürken, bir zamanlar burada yaşamış olanların adımlarını takip ediyordum. Caddelerin ortasındaki mozaikler, kentin geçmişine dair binlerce yıllık izler bırakıyor. Sütunlu cadde boyunca yürürken, gözlerim antik çağın günlük yaşamına tanıklık etmek adına her bir duvarda, her bir taşta bir iz aradı.
GÜNEY HAMAMI
Roma dönemi hamamlarının sosyal yapıyı yansıtan en güzel örneklerinden birisi olan Güney Hamamı’nı gezdim. Burada, sadece temizlik amacıyla değil, aynı zamanda sosyalleşmek amacıyla bir araya gelen insanları hayal ettim. Ayrıca Perge’deki su yolları ve çeşmeler de dönemin mühendislik becerilerini gözler önüne seriyor. Özellikle Kestros Çeşmesi, antik su mühendisliğinin ne kadar ileri seviyede olduğunu gözler önüne seriyor. Su kanalının zarifçe taşlardan geçirilmiş olması, bu antik şehrin ne kadar gelişmiş olduğunu bir kez daha kanıtlıyordu.
BİR ZAMAN YOLCULUĞU SONRASI
Perge Antik Kenti’ni gezmek, sadece bir arkeolojik alanı görmek değil, aynı zamanda tarihsel bir yolculuğa çıkmak gibiydi. Her köşe, her duvar, her sütun ve her taş, bir zamanlar ne kadar görkemli ve kültürel açıdan zengin bir yaşam sürdüğünü hatırlatıyordu. Perge, Antalya’nın sadece plajlarıyla değil, derin tarihiyle de ne kadar değerli bir yer olduğunu bir kez daha gösterdi.
İçeriye adım atarken, yüzyıllar öncesine gitmiş gibi hissettim. Her bir yapının izlediği siluetler, dönemin gücünü ve zarafetini yansıtıyordu. Şehirde yürürken, bir zamanlar buradaki insanlarla aynı havayı soluduğumu ve aynı topraklarda yürüdüğümü hissettim. Burası sadece bir antik kent değil; geçmişin, medeniyetlerin buluşma noktasıydı. Eğer Antalya'ya yolunuz düşerse, Perge Antik Kenti’ni mutlaka keşfedin çünkü hem tarihe tanıklık edecek hem de geçmişle bir bağ kurarak kendinizi zamanın derinliklerine bırakacaksınız.





