Küresel ısınma sonucu mevsimlerin değişkenlik gösterdiği son yıllarda, hastalıklar da şekil değiştirdi. Her sene salgınlar ile ortaya çıkan enfeksiyonlar bu yıl da başkalaşım geçirerek hassas bünyeleri etkiledi. Günümüzde salgın hastalıkların büyük bir bölümünü oluşturan viral hastalıklar azımsanamayacak sayıda insanın hayatını etkiliyor, hatta ölümlere bile neden olabiliyor. Özellikle yaşlılar, hamileler, çocuklar, kemoterapi alan bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler, kronik hastalıkları olan bireyler risk altında. Kulak Burun Boğaz Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ahmet Altıntaş konuyla ilgili önemli bilgiler verdi.
SIK SIK ELİNİZİ YIKAYIN
Değişime uğrayarak farklı tiplerde hastalıklara neden olan virüsler genellikle aynı ortamda havanın solunması (damlacık yoluyla) kolay bir şekilde bulaşabilir. Toplu yaşam alanları ve toplu taşıma araçları bulaşıcılığın oldukça yüksek olduğu ortamlardır. Ayrıca kullandığımız paralar, cep telefonlarımız enfeksiyonu taşıyıcı objelerin başında gelir. İsmi ya da şekli ne olursa olsun; domuz gribi, kuş gribi vb. viral hastalıklarda en önemli unsur bulaşıcılığı azaltmaktır. Bu da başta kişisel hijyen kuralları ile mümkün olabilmektedir. Bu kuralların en başında ise el yıkama gelir. Özellikle hastalık şüphesinde yakın temastan kaçınmak gerekir. Toplu alanların sık havalandırılması ve kaliteli havalandırma sistemleri yararlı olacaktır.
HEMEN ANTİBİYOTİK KULLANMAYIN!
Salgın hastalıklar; boğaz ağrısı, boğazda yanma, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, geniz akıntısı, öksürük, çok yüksek olmayan ateş, halsizlik, eklem ağrıları gibi semptomlar oluşturabilir. Bu şikayetlerle karşılaşır karşılaşmaz antibiyotik kullanmak hem hastanın kendisi hem de genel toplum sağlığı için son derece gereksiz ve yanlıştır. Bilinçsiz antibiyotik kullanımı, pek çok antibiyotiğe dirençli bakterilerin gelişimine sebep olmakta ve toplum sağlığına ciddi boyutlarda tehdit oluşturur. Eczanelerden rastgele reçetesiz ilaç alıp kullanmak, basit bir burun spreyi dahi olsa uygun değildir. Ayrıca hastaların; internetten kaynağı belirsiz yazı ve önerileri dikkate alıp kendi tedavi yöntemlerine bilinçsizce karar verip, uygulamaktan kaçınmaları gerekir. Ateşin 37.5 santigradın üstüne çıkması, kırgınlığın ve halsizliğin artması, hastalığınızın 5-7 günden uzun sürmesi, bahsettiklerimiz dışında farklı bulgular ile karşılaşılması durumunda mutlaka hekime başvurulması gerekir. Unutmayalım ki basit enfeksiyonlar ciddi rahatsızlıklara dönüşebilir, hatta bağışıklık sistemi zayıf hastalarda ölümlere dahi neden olabilir. Salgın hastalıklar sonucu oluşan enfeksiyonlar kronik hastalığı olanlarda daha ciddi tablolara neden olabilmektedir. Örneğin astım gibi kronik akciğer hastalıklarında daha ağır seyredebilmekte; bağışıklığı baskılanmış kişilerde ise hastaneye yatırılmayı gerektirecek durumlara varabilmektedir.
AŞI YETMEZ, İYİ BESLENİN
Kış hastalıklarıyla baş edebilmenin en önemli kuralı; dengeli beslenmeye özen göstererek, düzenli egzersiz yaparak, düzenli ve yeterli uyku alarak, stres ve kaygıdan mümkün mertebe uzak durarak bağışıklık sistemimizi sağlam tutmaktır. Doğal ve yeterli besleniyor, mevsiminde yetişen meyve ve sebze tüketiyorsanız hekiminiz tavsiye etmedikçe ek vitamin veya diğer gıda takviyelerini kullanmanız da gereksizdir. Bu hastalıklara neden olan virüsler şeklini değiştirebilme özelliğine sahiptir. Her sene farklı şekillerde karşımıza çıkar ve üretilen aşılarda bu forma göre hazırlanır. Kısaca bizim yaptırdığımız aşılar daha önce hastalık yapmış virüs tipine karşı koruyuculuk sağlar. Yeni oluşmuş virüs tipleri bizi aşı olmamıza rağmen etkileyebilir.
ZENCEFİLLİ KARIŞIMI DENEYİN
Bütün tedbirlere rağmen hastalık belirtileri başladıysa mutlaka sıvı tüketimini artırmak ve istirahat etmek gerekir. Bitkisel ve doğal ürünler içeren ilaçlar ile yapılmış deneysel çalışmalar yeterli olmadığından, bilinmeyen ilaçlar ve ürünlerin kullanılmasından kesinlikle kaçınılmalıdır. Evde yapacağınız zencefil, karabiber, limon, bal (şeker hastalığı yok ise) karışımı 2 dakika kaynatılıp günde 3-4 bardak tüketilebilir. Bir litre kaynamış ve dinlendirilmiş suya atılacak bir yemek kaşığı karbonat ve bir yemek kaşığı tuz karışımı günde 3-4 kez buruna çekilerek burun tıkanıklığı giderilebilir.(HABER MERKEZİ)