AKADEMİK Başkanı Bayram Çini, dağcılıkla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Çini, dağların insanlarda ilgi ve merak uyandırdığını, binlerce yıl boyunca birçok dinin bu yüksek yerleri kutsal kabul ettiğini belirtti. Çini, “Dağlar her zaman insanın ilgisini çekmiştir. Binlerce yıl boyunca, farklı dini inançlar içerisinde dağlar kutsal kabul edilmiş ve yaşamın bir parçası olmuştur. Her dağın kendine özgü bir hikayesi ve efsanesi vardır. Ben de bu efsaneleri ve hikayeleri hem kendi ekibime hem de topluma kazandırmak için yazılarımda ve konuşmalarımda aktarmaya çalıştım” dedi.

Bayram Cini-1

DAĞCILIK İLE DOĞA YÜRÜYÜŞÜ ARASINDAKİ FARKLAR
Dağcılığın doğa yürüyüşünden farklı olduğunu vurgulayan Çini, “Dağlar, atmosferimize doğru yükselen büyük doğal yapılardır. Bu yükseklikler, bizleri farklı bir atmosferin içine sokar ve yaşamı zorlaştırır. Dünya dağcılık literatürüne göre, 1700-2000 rakımın üzerinde ağaç yetişmez, 3000 rakımın üzerinde bitki örtüsü kaybolur ve 5000'in üzerinde ise hiçbir canlı hayvan yaşamaz. Bunun başlıca sebepleri ise sürekli sert esen rüzgarlar, güneş ışınlarının dik bir şekilde gelmesi ve oksijenin yetersizliğiyle bedenin alışkın olduğu ihtiyaçları karşılayamamasıdır. Bu tür zorlu koşullar, dağlarda yaşamı neredeyse imkansız hale getirir” diye konuştu.

YÜKSEK İRTİFA VE SAĞLIK SORUNLARI
Dağlarda yaşanabilecek sağlık sorunlarına da değinen Çini şu ifadelere yer verdi; “Yüksek irtifada yaşanabilecek olumsuzluklar, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Örneğin retina yanması sonucu görme kaybı, uzuv donması nedeniyle hareket edememe, sindirim sistemi problemleri sonucu sürekli ağrılar ve hareketsizlik gibi durumlar yaşanabilir. Ayrıca, oksijenin yetersizliği nedeniyle beyin yeterince oksijen alamaz ve bu da bilinç kaybına yol açabilir. Malzemelerden kaynaklanan üşüme ve hipotermi ile vücut ısısının kaybı da önemli tehlikeler arasında yer alır. Bu tür durumlar, dikkatli bir şekilde önceden bilinmeli ve buna göre hazırlık yapılmalıdır.”

1-461 2-340

BAŞARI İÇİN TEMEL ADIMLAR
Eğitim ve hazırlığın dağcılığın temel taşları olduğunu belirten Çini, “Dağcılığa başlamadan önce alacağınız eğitim her şeyin başıdır. Beslenme, giyim kuşam, kullanılacak teknik malzemeler, gidilecek dağın özellikleri ve dağcılık ile ilgili ilk yardım bilgisi gibi konularda bilgi sahibi olmak çok önemlidir. Ayrıca, tırmanış öncesi yapılacak antrenmanlar da bizleri organizasyona hazırlamak için gereklidir. Dağlarda hava koşulları hızla değişebilir, bu yüzden panik yapmadan kriz durumlarını yönetebilme yeteneği kazanmak da eğitimle mümkündür” diye konuştu.

3-290 4-212

‘HEPİMİZ İÇİN BÜYÜK KAYIP’
Geçtiğimiz haftalarda Elbrus Dağı’nda yaşanan trajik olayı da hatırlatan Çini, “Maalesef, Elbrus Dağı zirve dönüşü Mehmet kardeşimizin ölümüne neden olan olayda, aşırı fırtına ve tipi koşulları arasında hipotermiye bağlı bir ölüm gerçekleşti. Ancak bu olayın başlangıcı retina yanması ile oldu. Gözünü yeterince korumuş olsaydı, diğer sorunlarla baş edebilme gücü de olacaktı. Bu tür olaylar, ekip ruhunun önemini ve doğru hazırlığın ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Hepimiz için büyük bir kayıp oldu, mekanı cennet olsun inşallah” dedi.

Dağcılığa olan arzunun sürekli bir istek olduğunu belirten Çini, “Dağlara çıkma arzusu, insanlar üzerinde hep var olacak bir istektir. Ancak bu istekle hareket etmek, doğru eğitim ve hazırlıkla mümkün olur. Dağcılığa başlamadan önce, başta federasyon tarafından verilen eğitimlere katılmak, deneyimli kişilerle gitmek ve doğada karşılaşılabilecek her türlü duruma karşı hazırlıklı olmak çok önemlidir. Dağcılık, sadece zirveye ulaşmak değildir. Zirveye her zaman ulaşamayabilirsiniz, ancak geri dönmek de büyük bir başarıdır. Doğayla mücadele etmek, sadece bilgiyle ve doğru aldığınız kararlarla mümkün olur” şeklinde konuştu.

Muhabir: AYŞE OKAN SARICA/ÖZEL HABER