Meme kanseri, dünyada ve Türkiye’de kadınlar arasında en sık görülen kanser türleri arasında yer alıyor. Erken teşhis, hastalığın tedavi başarısını büyük ölçüde artırırken, kadınların kendi kendine yapacağı düzenli kontroller ve tarama yöntemleri bu süreçte hayati rol oynuyor.
Kadınların her ay aynı dönemde ayna karşısında meme kontrolü yapması gerektiğini belirten Antalya Aile Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Dilek Şahin, “Asimetri, çukurlaşma, renk değişikliği veya anormal bir görüntü olup olmadığı mutlaka gözlemlenmeli. Elle yapılan kontrollerde ise sertlik, kitle ya da dokuda herhangi bir farklılık hissedilebilir. Bu muayenede koltuk altı da kontrol edilmeli. Eğer herhangi bir değişiklik fark edilirse, zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulmalı” dedi.
‘ERKEN EVREDE TEŞHİS EDİLEBİLİR’
Mamografinin, belirti göstermeyen hastalarda bile kanseri erken evrede teşhis edebildiğine dikkat çeken Dr. Şahin, “Mamografi, meme kanserini küçük boyutlarda tespit edebilmesi sayesinde tedavi sürecini kolaylaştırıyor ve başarı oranını artırıyor. Özellikle 40 yaş üzeri kadınlar için mamografi en etkili tarama yöntemidir” ifadelerini kullandı.
40 yaş altı kadınlarda ise meme dokusunun yoğun olmasından dolayı ultrasonografinin daha uygun bir yöntem olabileceğini belirten Dr. Şahin, “Her kadının yaşına, risk faktörlerine ve ailesel öyküsüne göre uygun tarama yöntemini belirlemesi çok önemli. Bu konuda aile hekimlerinden veya ilgili uzmanlardan destek alınabilir” dedi.
Toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini vurgulayarak, erken teşhisin sadece bireysel değil, toplumsal bir sağlık sorunu olduğunun altını çizen Dr. Şahin, “Kendinizi tanıyın, düzenli muayene olun ve tarama programlarını aksatmayın. Unutmayın, erken teşhis hayat kurtarır. Sağlık otoriteleri de, meme kanserinin erken teşhisle büyük oranda tedavi edilebildiğini, bu nedenle kadınların hem kendi kendine muayene alışkanlığı kazanması hem de periyodik taramalara katılmasının büyük önem taşıyor” diye konuştu.
