Son dönemde artan şiddet olaylarına eğitimciler de dahil edildi. Sakarya'nın Ferizli ilçesinde psikolojik sorunları olduğu belirtilen M.H., okul zilinden rahatsız olduğu gerekçesiyle okul müdürü Emrah Coşkun'un boğazını keserek saldırdı. Eğitim-İş Antalya 1 No’lu Şube Başkanı Sadık Acar, son dönemde eğitim emekçilerinin yalnız bırakıldığını söyledi. Acar, saldırıya ilişkin yaptığı açıklamada, eğitim emekçilerinin hedef haline geldiğini vurgulayarak, “Eğitim emekçileri, ne yazık ki her geçen gün hedef haline getiriliyor. Milli Eğitim Bakanı ise bu durumu sadece izlemekle yetiniyor. Sakarya’da, okul sesinden rahatsız olan bir vatandaşın okul müdürüne saldırması, eğitim emekçilerine yönelik şiddetin ne kadar vahim bir boyuta ulaştığını bir kez daha gözler önüne serdi. Bu tür saldırılar, sistematik bir şekilde devam etmekte ve yıllardır süregelen ciddi bir ihmalin sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır” dedi.

EĞİTİM EMEKÇİLERİ YALNIZ BIRAKILIYOR
Eğitim emekçilerinin artan şiddet olaylarına karşı yalnız bırakıldığını belirten Acar, “Öğretmenler, bir siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanı’nın eliyle hedef haline getirilmiştir. Eğitim emekçileri, itibarsızlaştırıcı söylemler ve siyasi iktidarın mesleğimizin değersizleştirilmesiyle yalnızlaştırılan politikalarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum, öğretmenlik mesleğini bir hedef haline getirmiştir. Geçen yıl, bir okul müdürümüz okulda vefat etmişti. Yeter artık! Artık bu duruma dur denmeli ve somut bir adım atılmalıdır” diye konuştu.

Egitim Is 5-10

‘CAN GÜVENLİĞİ TEHDİT ALTINDA’
Okullarda güvenlik önlemlerinin yetersiz olduğunu belirten Acar şu ifadelere yer verdi; “Şu an devlet okullarımızda güvenlik yok. Devlet, okullara güvenlik personeli göndermiyor. Bazı okullar, kendi imkanlarıyla ve velilerin desteğiyle kapıya bir personel koymaya çalışıyorlar, ancak bu kişiler güvenlik anlamında herhangi bir eğitim almış değiller. Okullarımızda can güvenliği sağlanmamış durumda. Şiddete maruz kalıyoruz, herkes elini kolunu sallayarak okula girebiliyor. Beline silah takıp, eline bıçak alıp okullara girebiliyor. Bunun hiçbir önlemi yok, hiçbir yaptırımı da bulunmuyor. Bu tür eylemler yapanlar, maalesef yanlarına kar kalabiliyor. Okullarda şiddetle karşı karşıyayız. Eğer rahatsızlık duyuluyorsa, Milli Eğitim Müdürlükleri’ne veya CİMER’e şikayet edebilirler. Ancak problem ne olursa olsun, hiçbir şey insan canından daha önemli değildir. Can güvenliğimiz için herhangi bir önlem alınmadığı sürece, bu tür olayların önünün alınması mümkün olmayacaktır.”

OKULLAR GÜVENLİ ALANLARDA OLMALI!
Okulların şehir dışında ve güvenli alanlarda olması gerektiğini vurgulayan Acar, “İsteriz ki okullarımız, şehir dışına, daha geniş alanlara ve düşük katlı yapılarla inşa edilsin. Şehir trafiğinden uzak, geniş bahçeleri olan, çocukların rahatça spor yapabileceği, beslenebileceği alanlar sunan okullarımız olsun. Ancak maalesef ülkemizde okullarımız, genellikle şehir içinde ve dar alanlarda inşa ediliyor. Geçen yıl birçok okulumuzun deprem dayanıklılığı yetersiz çıktı. Bu durum, okul inşa ederken planlamanın başından itibaren doğru yapılması gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor. Ancak bizde, bir okul yapıldığında hemen etrafına konutlar inşa ediliyor. Okul sayesinde bu bölgelerin değeri artıyor ve çocukların giriş çıkış kapıları, trafik yoğunluğuna göre yeniden düzenleniyor. Her şey, maalesef ranta dayalı bir şekilde ilerliyor. İmar yasaları da, çoğu zaman gelir elde etme amacıyla yapılıyor, ancak bunun sonucunda çocuklarımızın güvenliği ve sağlıklı bir öğrenim ortamı göz ardı ediliyor” ifadelerini kullandı.
Eğitim-İş Antalya 1 No'lu Şube Başkanı, son olarak şiddet olaylarının önlenmesi için somut adımlar atılması gerektiğini söyleyerek, “Artık yeter diyoruz! Can korkusu yaşamak istemiyoruz. Güvenli okullar, sağlıklı eğitim ortamları istiyoruz. Eğitim emekçileri yalnız değildir ve bu haksızlığa sessiz kalmayacağız. Güvenli bir eğitim ortamı için sesimizi yükselteceğiz, haklarımızı savunacağız” dedi.

Muhabir: AYŞE OKAN SARICA/ÖZEL HABER