Türkiye’de artan ekonomik buhran vatandaşları sokağa döktü. İşçisinden emeklisine birçok kesim Antalya’da bir araya gelerek eylem yaptı. “Halk İçin Bütçe, Demokratik Türkiye” emekçi yürüyüşüne CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı, CHP Antalya İl Örgütü, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Antalya Şubesi, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Tüm Emekliler Sendikası, Toplumsal Dayanışma için Avukatlar Derneği (TODAK), İşçi Avukatlar Kurulu, Antalya Barosu, Türkiye İnsan Hakları Derneği (İHD) Antalya Şubesi ile işçi ve emekçi sendikalarının üyeleri katıldı.
UTANMA YOK
Kortejin Cumhuriyet Meydanı’na gelmesiyle konuşma yapan KESK Antalya Şubesi Dönem Sözcüsü Devrim Mol, Meclis’te görüşülen bütçeyi eleştirdi. Mol, “Hepimizin bildiği gibi 2026 bütçesi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülüyor. Biliyoruz ki bu ülkenin bütçesi biz milyonların maaşlarından ve çarşıda, pazarda emeğimizden, soframızdan alınan vergilerden oluşuyor. Ama sıra adil bölüşüme gelince biz yokuz. Ne zaman insanca yaşamak istiyoruz desek ‘bütçe imkânı yok, kaynaklar yetersiz’ diyorlar. Kaynak var ama kaynak sermayeye, teşvike, faize, savaşa, yandaşa, müteahhide gidiyor. Kaynak var ama bunlarda utanma yok” dedi.
MAAŞLAR SEFALET DÜZEYİNDE
Devrim Mol, “Bu ülke ranttan, vurgundan beslenen, uluslararası sermayeye en yüksek faizi veren ülkeler sıralamasında dünya ikincisi. Bu ülke, çarşıda, pazarda, mutfakta yaşanan enflasyonu yarı yarıya düşürüp gösteren sanal TÜİK rakamlarına rağmen en yüksek enflasyon sıralamasında hem Avrupa Birliği hem de OECD ülkeleri içinde açık ara birinci sırada. Semt pazarlarında arta kalanları akşam karanlığında toplayanların sayısının hızla arttığı bir ülkedeyiz. Kamu hizmeti halk içindir ve kamu emekçisi bu ülkenin omurgasıdır. Ama bütçemiz bizi bir kez daha kamu emekçisi değil, kapı kuyruğu bekçisi olarak tarif ediyor, yok sayıyor. 24 yıllık AKP iktidarında kamuda liyakat yerle bir edildi. Torpil ve kayırma istihdamın temelini oluşturdu. Nitelikli kamusal hizmet üretmek isteyen bizler ayrımcılığın kıskacında, güvencesizliğin ortasında bırakılıyoruz. Sefalet düzeyinde maaşlara mahkûm ediliyoruz. Ayın sonunu getirmek, temel ihtiyaçlarımızı karşılamak bile mucizeye döndü” ifadelerini kullandı.

Gençlerin umutsuz olduğunu söyleyen Mol, “Bu bütçede gençler de yok. Bir yanda saraylarda lüks içinde yaşayan çocuklar, diğer yanda kirayı ödeyemediği için memleketine dönmek zorunda kalan gençler var. İşsizliğin ve göçün kıskacında kalan gençler sistem dışına itiliyor. Umudu yurt dışında, geleceği belirsizlikte arıyor. İşte bu yüzden diyoruz ki gençliğin geleceği bütçeden başlar” diye konuştu.
BİRLİK ÇAĞRISI
“Görüyoruz ki bütçe bu taleplerimizin yanına bile yaklaşmıyor. Çünkü bu bütçe emeğin değil, sermayenin bütçesidir. Çünkü bu bütçe yoksulluğun, işsizliğin, savaşın bütçesidir. Bir yıkım bütçesidir” diyen Devrim Mol, “Her şeye rağmen umutluyuz. Çünkü emeğe dayatılan kölelik düzenine karşı örgütlülüğümüz var. Çünkü birlikte ve ortak mücadeleyi savunan milyonlar var. Çünkü zalime, zulme karşı güçlü mücadele geçmişimiz ve kararlılığımız var. Ve biz biliyoruz ki birlikte mücadeleyi yükselttiğimiz anda hiçbir iktidar, hiçbir saray, hiçbir bütçe bizi susturamaz. KESK, DİSK, Tüm Emekliler Sendikası ve buradan görüyoruz ki bu düzene itirazı olan hepimiz umudu ve mücadeleyi büyütmeye; emekçilerin ve halkın bütçesi için, eşitlik ve barış için, emek için birlikte yürümeye devam edeceğiz. Yaşasın emek, demokrasi ve barış mücadelemiz. Kurtuluş yok tek başına; ya hep beraber ya hiçbirimiz” dedi.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Akdeniz Bölge Temsilcisi Vedat Küçük ise, “Bir araya gelmezsek, sesimizi yükseltmezsek dinlemeyecekler. Dostlar, bugün bir aradayız. Çünkü bu ülkenin gerçek sahipleriyiz. Biz çalışanlarız, üretenleriz, ekonomiyi büyütenleriz. Ama ne yazık ki ürettiğimiz değerden pay alamayan da bizleriz. Bugün burada gelirde adalet için, vergide adalet için, ülkede adalet için, demokrasi için, barış ve kardeşlik için ‘bu düzen böyle gitmez’ demek için bir aradayız” diye konuştu.
MİLYONLAR AÇLIK SINIRIN ALTINDA
“Açlık sınırı otuz bin liraya dayandı. Yoksulluk sınırı doksan bin lirayı çoktan geçti. Ama asgari ücret hâlâ yirmi iki bin lira. Hükümete çağrı yaptık: ‘Asgari ücret ocak ayından sonra açlık sınırında kaldı. Asgari ücreti yıl içinde artırın’ dedik. Ama dinlemediler, dinlemeyecekler” diyen Vedat Küçük, “Bir araya gelmezsek, sesimizi yükseltmezsek dinlemeyecekler. Çünkü ülkeyi yönetenler yıl boyunca asgari ücreti, yüksek enflasyona rağmen güncellemeye yanaşmadı. Milyonları açlık sınırının altında ücrete mahkûm etti. Bugün bir aileye dört asgari ücret girse bile o aile yoksulluk sınırını aşamıyor. Bu düzen işçileri, emeklileri ve herkesi açlığa, yoksulluğa mahkûm ediyor. Bu düzen yoksuldan alıp zengine kaynak aktarıyor. Bu düzen işçiden, emekçiden, emekliden alarak patronların kasasını dolduruyor” ifadelerini kullandı.
TERCİH KADERİ BELİRLEYECEK
Küçük sözlerini şöyle tamamladı: “İşçi ücretleri yıl boyunca enflasyon ve vergilerle toplam iki trilyon kaybetti. Yaklaşık iki trilyon lira bizlerin cebinden alındı, patronlara ve iktidara aktarıldı. İşte bugün bu adaletsizliğe dur demek için buradayız. Emeklilerin yoksulluğu da, asgari ücretlinin açlık sınırında yaşaması da, vergide adaletsizlik de kader değildir. Bunlar bir tercih sonucudur. Öyleyse bu düzeni kuranlar nasıl tercih yaptıysa, biz de buradan bir tercih yapacağız. Örgütlenmeyi, örgütlü mücadeleyi tercih edeceğiz. Susma, haykır, zamlara hayır! Bugün buradan bir kez daha haykırıyoruz: Asgari değil, insanca yaşayacak bir ücret istiyoruz. Sadaka değil, hak istiyoruz. Gelirde, vergide, ülkede adalet istiyoruz. Her geçen gün daha fazla birleşeceğiz ve biz kazanacağız. Yaşasın iş, ekmek, özgürlük mücadelemiz.”
Yürüyüş, Aydın Kanza Parkı’ndan başlayarak Cumhuriyet Meydanı’na kadar sürdü. Yoğun güvenlik önlemleri eşliğinde yapılan eylem olaysız sona erdi.





