Amasya’nın Taşova ilçesine bağlı Geydoğan Köyü, tarihi ve kültürel özellikleriyle bölgenin dikkat çeken yerleşimlerinden biri. Köy, Osmanlı döneminde Tokat sancağına bağlıyken, Cumhuriyetin ilk yıllarında Erbaa ilçesine bağlandı. 1944 yılında Taşova’ya, 1953’te ise Amasya il merkezine bağlanarak bugünkü idari konumuna kavuştu. Coğrafi olarak Taşova’ya yaklaşık 14 kilometre mesafede bulunan köy, 508 metre rakımıyla Karadeniz’in iç kesimlerinde yer alıyor. 1985 yılında 955 olan köy nüfusu, son yıllarda tersine göç hareketlerine rağmen 2021 yılı itibarıyla 343 kişiye kadar düştü.
Geydoğan’da ekonomik hayat geçmişte büyük ölçüde tütün tarımına dayanırken, günümüzde meyvecilik ön plana çıkıyor. 1960’lı yıllarda başlayan göç süreciyle İstanbul, Ankara ve yurtdışına çok sayıda köylü yerleşti. Ancak 2010’lu yıllardan itibaren köy, emekli dönüşleriyle birlikte yeniden hareket kazandı. Köyün merkezinde bulunan Doğan Baba Türbesi, hem yerel halkın hem de çevre il ve ilçelerden gelen ziyaretçilerin uğrak noktası haline geldi. Türbede, bölgede manevi önder olarak kabul edilen Doğan Bey ve yakın dostu Seyyid Ramazan’ın mezarları bulunuyor. Öte yandan köy, zengin yer adları kültürüyle de öne çıkıyor. ‘Göz Pınarı’, ‘Köristan’, ‘Çölmeklü’ ve ‘Girapyurdu’ gibi eski Türkçe ve yerel ağızlardan izler taşıyan coğrafi adlar, Geydoğan’ı kültürel açıdan da özel bir konuma taşıyor. Peki, Geydoğan'ın ismi nereden geliyor?

GEYDOĞAN'IN İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Köyün isminin kökeni, bölgede yaşadığına inanılan Alperen Doğan Bey’e dayanıyor. Rivayete göre Doğan Bey, Anadolu’nun İslamlaşma sürecinde Rum çeteleriyle giriştiği bir çatışmada şehit düştü. Halk, onun anısını yaşatmak için Farsça’da ‘bey’ anlamına gelen ‘gey’ kelimesiyle adını birleştirerek köyü Geydoğan olarak adlandırdı.




