Özgür Hukukçular Derneği, yargılamalar sonucunda hüküm giyen ve hapis yatan ancak sağlık sorunları bulunan kişilerin özgürlüklerine kavuşturulması için bir eylem düzenledi. Eylemde konuşan Nesibe Bahadır, hasta olan mahpusların tahliye edilmesi gerektiğini ifade etti.

Bahadır, “Türkiye'deki hapishanelerde uygulanan ağır tecrit, keyfi infaz uygulamaları, hasta mahpusların sağlığa erişim ve yaşam hakkının ihlali ve özellikle ağırlaştırılmış müebbet hapis rejimiyle sürdürülen insanlık dışı uygulamalar, insan haklarına dayalı hukuk devletinin temel ilkeleriyle bağdaşmamaktadır. Hukukun üstünlüğünün ve insan onurunun sistematik biçimde ihlal edildiği bu koşullarda, adalet sistemi büyük bir meşruiyet krizindedir. Hapishanelerde binlerce hasta mahpusun tedavisini bizzat yürüten doktor ve hastanelerin raporları, Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastane olsa bile Adli Tıp Kurumu tarafından onaylanmadıkça geçerli olmamakta ve Adli Tıp Kurumu bir tekel haline gelmiş durumdadır. Nitekim, yaşamını yitiren ya da hastalıkları geri dönüşsüz ilerleyen çok sayıda mahpus, devletin sağlık hakkını ve yaşam hakkını ihlal ettiğinin somut göstergesidir” dedi.

61 MAHPUS HASTA
“Hasta mahpuslara ilişkin mevzuatta hiçbir değişiklik yapılmaması, hasta mahpusların cezasının tehirine ilişkin süreçte ayrımcılık yapılması, hasta mahpusların uygun ve yeterli tedavi olanaklarına sahip olmaması, tedavi süreçlerinin ayrı bir cezaya dönüşmesi; idarenin ve Bakanlıkların sorumluluklarını yok sayamayacağı bir gerçeklik olarak karşımızda durmaktadır” diyen Nesibe Bahadır, “Akdeniz bölgesinde bulunan hapishanelerde; Manavgat S Tipi Hapishanesi'nde 4 kadın ve 13 erkek mahpus, Alanya L Tipi'nde 2 kadın, 2 erkek mahpus, Antalya Yüksek Güvenlikli Hapishanesi'nde 18 mahpus, Antalya S Tipi Hapishanesi'nde 17 mahpus, Burdur Yüksek Güvenlikli Hapishanesi'nde 22 mahpus olmak üzere toplam 61 hasta mahpus bulunmaktadır” dedi.

TAHLİYELER ENGELLENDİ
Nesibe Bahadır, “Yapılan bu tespitlere, hastane raporlarına ve hastalıkların niteliklerine rağmen ağır hasta mahpusların infazının ertelenmemesi, tahliye edilmemeleri yaşam hakkını ihlal eder boyuttadır. Yakın zamanda Sincan Hapishanesi'nde bulunan Hamdullah Aydemir ve Özge Özbek isimli ağır hasta mahpuslar, hapishanede tek başına kalamayacaklarına dair verilen raporlar sonrası tahliye olmuşlardır. Bu kararlar gecikmiş kararlardır. Aynı durumda olan diğer ağır hasta mahpusların gecikmeden tahliyelerine karar verilmeli ve tedavilerinin dışarıda tamamlanması sağlanmalıdır. İnfazı dolmuş, tahliye edilmesi gereken birçok mahpus, hapishane idarelerinin veya İdare ve Gözlem Kurullarının keyfi kararlarıyla tahliye edilmeyerek özgürlüklerinden alıkonulmaktadır. Manavgat S Tipi Hapishanesi'nde, Alanya L Tipi'nde, Antalya Yüksek Güvenlikli Hapishanesi'nde, Antalya S Tipi Hapishanesi'nde ve Burdur Yüksek Güvenlikli Hapishanesi'nde yaklaşık 20 mahpusun şartlı tahliyesi engellenmiştir” diye konuştu.

‘SORUMLULUK ALMAYA ÇAĞIRIYORUZ’
Nesibe Bahadır sözlerini, “Bugün Türkiye'de barışçıl çözüm yollarının önünü açmak, toplumun tüm kesimlerinin eşit yurttaşlık temelinde bir arada yaşamasını sağlamak ve hukukun üstünlüğünü yeniden inşa etmek için, başta hapishaneler olmak üzere tüm devlet kurumlarında insan haklarına saygılı bir reform süreci başlatılmalıdır. Hapishanelerde uygulanan ayrımcı ve keyfi uygulamalara derhal son verilmelidir. Bizler, tüm toplumu ve kamuoyunu bu hak ihlallerine karşı duyarlılık göstermeye, demokratik hukuk devleti mücadelesine destek olmaya ve sorumluluk almaya çağırıyoruz” ifadeleri ile sonlandırdı.

Muhabir: Selim Çelik