İvrindi ve çevresi, antik çağda Mysia bölgesinin yerleşim alanları içinde yer aldı. İlçenin bulunduğu topraklarda Roma ve Bizans dönemlerine ait kalıntılar günümüze ulaşmıştır. Bizans hâkimiyetinden sonra bölge, 11. yüzyılda Türklerin Anadolu’ya girmesiyle Selçuklu topraklarına katıldı. Osmanlı döneminde de önem kazanan İvrindi, özellikle tarıma elverişli toprakları ve stratejik konumu nedeniyle değerli bir yerleşim yeri oldu. Osmanlı kayıtlarında köy statüsünde anılan bölge, zamanla gelişerek ilçe hüviyetine kavuştu.

Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte İvrindi, Balıkesir’in önemli beldelerinden biri olarak öne çıktı. 1953 yılında Balıkesir’e bağlı bir ilçe haline getirilen İvrindi, tarım, hayvancılık ve doğal kaynaklarıyla bölge ekonomisine katkı sağlamayı sürdürdü. Bugün İvrindi, hem doğal güzellikleri hem de kültürel yapısıyla dikkat çekiyor. İlçede bulunan tarihi yapılar, camiler ve köylerdeki geleneksel yaşam, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Ayrıca Kazdağları’na yakınlığıyla doğa turizmi açısından da önemli bir potansiyele sahip.

PEKİ, İVRİNDİ İSMİ NEREDEN GELİYOR?

İvrindi adının kökenine dair çeşitli rivayetler bulunuyor. Araştırmalara göre ilçenin isminin, eski Türkçe kökenli 'İvrindi' sözcüğünden geldiği belirtiliyor. Sözcüğün, “eğri akan dere” ya da “kıvrımlı su” anlamına geldiği yönünde güçlü bir görüş var. İlçenin coğrafi yapısında yer alan derelerin kıvrımlı akışı, bu yorumu destekliyor. Başka bir rivayete göre ise İvrindi adı, yörede yaşayan bir oba veya aşiret adından türedi. Zamanla halk arasında yaygınlaşan bu kullanım, resmi kayıtlara da geçerek ilçenin adı olarak benimsendi.

Muhabir: YUSUF ÖZTÜRK