Likya’nın Yatıkardıç Finike parkuru

Mustafa Amca arabasıyla bizi Yatıkardıç’a götürdü. Evinin hemen yanında yürüyüşçüleri ağırladığı küçük kulübede bizi ağırladı. Hava oldukça soğumuştu ateş ve yemeğin ardından bizi yağmur ve soğuktan koruyacak başka bir barakaya götürdü.

Yatıkardıç, yaylacıların yazları birkaç ay kalmak için yaptıkları barakalarından oluşan, Demre manzaralı güzel bir orman yaylası.

Sabah biraz tembellik yapıp kendimizi kahvaltıyla şımartıp Mustafa Amca ve eşi Ayşe Teyze ile vedalaştıktan sonra saat 10 gibi tekrar rotaya giriş yaptık. Karanlık ve harika bir ormana daldık (o saatte bile güneş ışığı almıyordu, serindi). Ormanın büyüsüne kapılıp yavaşlamayın, ayrıca gün boyu iniş yapacağınız gerçeği sizi rahatlatmasın. Burayı hızlı geçmenizi tavsiye ederim.

Ormandan sonra Belos’a kadar bol taşlı bir yolda ilerliyorsunuz. Ayak bileklerinize dikkat! Sanki şehrin bütün taşları burada birikmiş gibi.

Nihayet Belos’tan güzel bir düzlüğe iniş yaptık. Burası Gölbaşı, etrafı tellerle çevrili bir mezarlık var. Mezarlığın sürgülü kapısının hemen yanında bir çeşme mevcut (çeşme uzaktan görünmüyor kapıya kadar gelmeniz lazım). Sularımızı doldurup sağdan asfalt yoldan devam ettik. Tahmini 2 kilometre kadar asfattan ilerledik. Burada direklerde aşağı gösteren işaretlere aldanmayın. Yalakbaşı’na kadar asfalttan devam. Artık Finike’ye sadece 4 kilometremiz kaldı. Aşağı kanyondan ilerledik, yıllarca akan su burada çok güzel, doğal merdivenli havuzlar oluşturmuş, kayaları pürüzsüz mermerlere çevirmiş. Yol boyu bir sürü havuzlardan geçtik. Tam da bir havuza iniş yaptığımızda sağda 2021 yılında burada hayatını kaybetmiş Tuna Dalkılıç’ın düştüğü yerin yanından geçtik. Işıklar ülkesinde ışıklar içinde uyusun inşallah.

Burada fazlasıyla yavaş ilerlemek zorunda kaldık. Pürüzsüz mermerlere dökülen yapraklar fazlasıyla kaygan bir zemin oluşturmuştu. Yaprakların üzerine basmadan ilerlemeye çalıştık. Kanyondan çıkıp artık Şahin Tepe sırtlarındaki deniz manzaralı patikayı takip ederek asfalta ulaştık. Rota tamamlandı.

Bu iki günlük yolculuğumda bu parkur için tavsiyelerim şunlar:

Parkuru baştan sona telefonunuza indirin, fazlasıyla işaret sıkıntısı var. Telefon her yerde çekmiyor.

Çantanızı hafif tutun.

Geceleri serin, kalın bir uyku tulumu tercih edin (+10 derece kurtarmaz).

Yağmurluklarınızı unutmayın.

Parkura başlamadan Mustafa Amca’yı arayın. Kendisi bölgeye fazlaca hakim, yemek ve su probleminizi çözer ve acil durumlarda yardımınıza yetişir.

Bu parkur yalnız yürünecek bir parkur değil. O yüzden lütfen yalnız yola çıkmayın.

Alakilise - Papaz Kayası arasını tersten yürümeye kalkışmayın. İniş her zaman daha zor ve daha tehlikelidir.

Sürekli çarşak yolda yürüyeceğiniz için tabanı kalın ve kesinlikle bilekli ayakkabı tercih edin.

Parkurda sert çıkışlar mevcut, biraz idmanlı gelin.

Harika bir parkur olduğu için yolun keyfini çıkarın.

Emin olun her türlü zorluğa değecek.



Yazarın Likya Yolu'na dair diğer yazılarına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.


Likya’nın en özel parkuru


Likya’nın Phellos-Çukurbağ Parkuru


Sarıbelen’den Hacıoğlan’a


Likya’nın Kalkan-Bezirgan-Sarıbelen parkuru


Likya’nın Tekirova-Çıralı parkuru


Likya’nın Karaöz Olympos parkuru


Kartpostallar diyarına yolculuk