Antalya Ekspres Gazetesi'nden Selim Çelik'in haberine göre; Antalya Müze Çalışma Grubu tarafından Karaalioğlu Parkı içinde bulunan Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nde düzenlenen foruma, alanında uzman çok sayıda kişi katıldı. Forumda, Antalya Müzesi’nin neden yıkılmaması gerektiği ve yıkıma karşı ne tür önlemler alınabileceği detaylı şekilde ele alındı.

"YARIN PERDELER ASILACAK"

Programın sunuculuğunu yapan Memduh Sami Taner, müzenin 15 Temmuz itibariyle perdelerle kapatılacağına dair bilgiye ulaştıklarını belirtti. Taner, “13 sivil toplum kuruluşunun ortak görüşlerini bir araya getirerek müzenin yıkılmasına karşı nasıl bir yol izleneceğini belirlemek için toplandık. Bunun için çok fazla zamanımız yok. Zira 15 Temmuz’da müzenin çevresinin perdelerle kapatılacağına dair bilgi aldık. Söz konusu perdeler 4 metre yüksekliğinde olacak ve kamyonlarla alana getirilecek. Bu perdeler yerleştirildiğinde yıkım süreci başlamış olacak ve dışarıdan içerisi görülemeyecek” dedi.

Whatsapp Image 2025 07 13 At 14.57.09 (1)

"DAVA AÇAMIYORUZ"

Antalya Barosu avukatlarından Tuncay Koç, “Bakanlık, hiçbir konuda şeffaf bir açıklama yapmadı. Bu yüzden dava açmak için gerekli belgeler elimizde yok. Antalya Kültür Varlıkları Kurulu’na yapılan tescil başvurusuna da henüz yanıt gelmedi. Mimarlar Odası dava açtı, ancak keşif yapılmadan bu tür davalarda yürütmenin durdurulması kararı verilmez. Bu noktada tek çıkar yol kamuoyu oluşturmaktır. Kentlinin direnişiyle mahkemeyi zorlayabiliriz. 19 Mart’ta Ekrem İmamoğlu gözaltına alındı, 20 Mart’ta da müze ile ilgili bir sunum yapıldı. Ancak kamuoyunun dikkati İmamoğlu’na yöneldiği için bu sunum gündem oluşturmadı” dedi.

Whatsapp Image 2025 07 13 At 14.57.08 (1)

RAPOR AÇIKLANMALI

Tuncay Koç ayrıca, “Binanın depreme dayanıksız olduğu söyleniyor fakat buna dair bir deprem performans raporu bize açıklanmadı. Bu rapora göre bina güçlendirme ile ayakta kalabilir mi, kalamaz mı, bunu öğrenmemiz gerekiyor. Üstelik bu rapor 2020 yılında hazırlanmış. Eğer bina gerçekten dayanıksızsa, nasıl 5 yıldır açık tutuldu? Ayrıca müzenin mimari çalışmasının, Turizm Bakanı’nın sahibi olduğu firmanın mimarı tarafından ücretsiz olarak yapılmış olması da ciddi soru işaretleri taşıyor” dedi.

Whatsapp Image 2025 07 13 At 14.57.08 (2)

"ESERLER NEREYE TAŞINACAK?"

Kültür Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikası Antalya Şubesi Başkanı İrfan Kuruüzüm, “Akdeniz Bölgesi’ndeki eserlerin depolandığı ve sergilendiği bir müze burası. Müzenin depoları ağzına kadar dolu. Böyle bir müzenin bir ay içinde yıkılacağının açıklanması doğru değil. Bu kadar değerli eserlerin bulunduğu bir yapının hızlı değil, adım adım bir planlama ile ele alınması gerekir. ‘Yaptım oldu’ anlayışıyla böyle değerli yapılar yok edilemez” dedi.

Kuruüzüm, “Eserlerin bir kısmını Nekropol’e, bir kısmını Etnografya Müzesi’ne taşımayı düşünüyorlar. Ancak bu eserlerin zarar görmeden taşınması büyük bir iştir. Bu süreci gerçekleştirecek deneyimli, profesyonel kişilerin olması şart. Ayrıca eserlerin ve taşıma personelinin sigortalanmadığını öğrendik. Personele de bu konuda herhangi bir bilgi verilmemiş. Bu da ciddi bir belirsizlik yaratıyor” ifadelerini kullandı.

"EYLEM YAPILMALI"

Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk ise, “Mecburen tepki vermek zorundayız. Gerekirse oturma eylemine başlayalım. Gözaltına alacaklarsa alsınlar, süreceklerse sürsünler. Biz bu kentin geleceğine, mirasına sahip çıkmak zorundayız. Bu noktada eylemlerle sesimizi duyurmalıyız” dedi.

"SÜREÇ 2024 EYLÜL’ÜNE DAYANIYOR"

Antalya Kent İzleme Platformu adına konuşan Nihat Dipova, yıkım sürecinin detaylarını aktardı. Dipova “Bu süreç Eylül 2024’te başladı diyebiliriz. Eylül ayında yayımlanan bir kararname ile Antalya falezlerine dair bir harita oluşturuldu. Bu kararname ile falezlerin sit derecesi düşürüldü. Böylece falezlerin yeni yapılaşmaya açılması sağlandı. Bahsettiğimiz alan Piri Reis Caddesi’nin hem kuzeyini hem güneyini kapsıyor. Bu bölgede müze, Karayolları ve Meteoroloji gibi kamu binaları yer alıyor. Önce Meteoroloji binası yıkıldı, şimdi de müze konuşuluyor” dedi.

"AYASOFYA’YI DA MI YIKACAĞIZ?"

Prof. Dr. Nihat Dipova, “İnşaat Mühendisleri Odası ile birlikte bir rapor oluşturduk. Eskiden depreme dayanıksız bir bina için önce güçlendirme projesi hazırlanırdı. Uygun görülürse bina güçlendirilirdi. Şimdi ise doğrudan yıkıma geçiliyor. Velev ki müze binası dayanıksız çıktı, hemen yıkılması mı gerekiyor? Ayasofya depreme dayanıksız çıksa onu da mı yıkacağız? Mimari değeri olan binalar yıkılmamalıdır” dedi.

‘ÜNİVERSİTEDEN DESTEK BEKLERDİK’

Arkeologlar Derneği Antalya Şube Başkanı Sevgi Temiz, “Antalya Müzesi’nin yıkılmaması için ortaya koyduğumuz bu direnç, Türkiye çapında bir kıvılcıma dönüşmelidir. Herkes kendi kentindeki eserleri korumak için bir araya gelmelidir. Bizim ilk üniversitemiz Antalya Müzesi’dir. Akdeniz Üniversitesi’nden önce kurulmuştur. İlk okulumuz olan bu müzenin yıkılmasına izin vermemeliyiz. Akdeniz Üniversitesi’ndeki hocaların da bu anlamda karşı durmalarını beklerdim. Ancak onlar yapmıyor diye biz de yapmayacak değiliz” dedi.

ÇOK RİSKLİ

Arkeologlar Derneği Antalya Şube Başkanı Sevgi Temiz, “Yeni bir bina yapılıp eserlerin oraya uygun şartlarda taşınması, mevcut binanın güçlendirilmesi ve çalışmalar bittikten sonra eserlerin tekrar oraya konması gerekir. Bu süreç çok büyük riskler barındırıyor. İki ay gibi kısa bir sürede eserleri konteynerlara koyarak taşımak hem irrasyonel hem de çok riskli” dedi.

BAŞKAN BÖCEK GÖNÜLDEN DESTEK VERİYOR

Antalya Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtım Dairesi Başkanlığı Turizm Şube Müdürü Selma Gençel, “Antalya’da kültür ve sanat 150 bin yıl öncesine dayanıyor. Karain Mağarası’nda bulunan eser 150 bin yıl öncesine ait. Bunun gibi onlarca değerli eserin bulunduğu bir müzede, eserlerin nasıl ve nerede depolanacağı henüz netleşmemişken bu kadar hızlı bir uygulamaya geçilmesi kesinlikle çok yanlış. Bu sorunu başkanımıza ilettim. Ancak şu anki gelişmelerden dolayı başkanımız yalnızca gönülden destek verebiliyor” dedi.

ESERLER ÇIKTIKLARI YERDE SERGİLENMELİ

Gençel, “Eserler, çıktıkları yerlerde sergilenmelidir. Deniz, kum, güneş dünyanın her yerinde var. Ancak Antalya kadar değerli antik kentler çok az yerde bulunur. Bu anlamda, çıkan eserlerin ören yerlerinde sergilenmesi gerekir. Böylece turizmi yalnızca merkeze değil, tüm bölgeye yaymış oluruz,” dedi.

Forum, katılımcıların yıkıma engel olmak için yapılabilecekler hakkında görüş ve önerileriyle sona erdi.

Kaynak: Antalya Ekspres Gazetesi