Müze’nin ‘yıkım’ kararına karşı 50’yi aşkın sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu Müze Çalışma Grubu’nun çağrısı üzerine yüzlerce insan Antalya Arkeoloji Müzesi önünde toplandı. Büyük mitinge milletvekillerinden meslek odalarına, akademisyenlerden sivil toplum kuruluşlarına kadar birçok kesim katılırken, bir araya gelen kalabalık yıkım kararına karşı ses yükseltti.

A11

BU BİNA SAHİPSİZ Mİ? ANTALYA SAHİPSİZ Mİ?
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Hilmi Uysal, müzenin sadece Antalya için değil dünya kültürel mirası için taşıdığı öneme değinerek şunları söyledi:
"Antalya Müzesi, yalnızca bir sergi salonu değildir. Bu bina, Cumhuriyet’in kültür politikalarının, sanat anlayışının ve ulusal hafızamızın en önemli simgelerinden biridir. Şimdi çatısı akıyor diye, rapor göstermeden, halkı bilgilendirmeden yıkıma götürülmek isteniyor. Peki hükümet binalarının, adliye saraylarının, valiliklerin çatısı akmıyor mu? Onlar için böyle bir karar alınmıyor. O halde bu bina neden yıkılmak isteniyor? Çünkü sahipsiz sanıyorlar. Ama bu bina sahipsiz değil, Antalya sahipsiz değil.”

A7

‘SANAL RAPORLARLA KÜLTÜREL MİRAS YOK EDİLEMEZ’
Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Gül Işın, müzenin uluslararası bir kimliği olduğuna dikkat çekti:
"Antalya Arkeoloji Müzesi, sadece bir şehir müzesi değildir. Bu müze, Likya’dan Pamfilya’ya, Pisidya’dan Kilikya’ya kadar uzanan uygarlıkların dünyaya tanıtıldığı en önemli merkezlerden biridir. Bugün bize söylenen tek şey şu: ‘Depreme dayanıksız olduğu için yıkılacak.’ Peki bu kararın dayandığı raporu gördünüz mü? Hayır. Biz akademisyenler göremedik, kamuoyu göremedi. Depreme dayanıksız dedikleri şey, ortada olmayan bir raporun gölgesinden ibarettir. Bir müze, bir kentin belleği, sanal raporlarla yok edilemez. Bu yalnızca Antalya’ya değil, insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur.”

A6-1
YAKIN TARİH VURGUSU
Antalya Arkeologlar Derneği Başkanı Dr. Sevgi Temiz, arkeolojinin yalnızca geçmişi değil, geleceği de inşa ettiğini vurguladı:
“Arkeoloji üretiyoruz, gelecekteki arkeolojiyi inşa ediyoruz. Eğer ayak izlerimizi, yaşantımıza dair kanıtları ortadan kaldırırsak, gelecek nesiller geçmişimize dair hiçbir şey bulamayacak. Çocuklarımız, torunlarımız kendi kentlerinin izlerini göremeyecek.
Bu nedenle ‘eski’, ‘işe yaramaz’ ya da ‘günün ihtiyaçlarına karşılık vermiyor’ denilerek binaların yıkılması, kent kimliği açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor. Biz şehir olarak yalnızca antik dönem eserlerini değil, bize ait olan yakın tarihimizin izlerini de korumakla yükümlüyüz.”

A5

‘PERFORMANS ANALİZİ OLMADAN BU KARAR HUKUKSUZDUR’
İMO Antalya Şubesi 2. Başkanı Erman Aydın, mühendislik açısından sürecin yanlışlığını şu sözlerle anlattı:
"Bir yapının depreme dayanıksız olduğu iddiasını ortaya koyabilmek için tek bir belge vardır: Performans analizi raporu. Bu, bilimsel bir yöntemle yapılan teknik bir çalışmadır. Biz defalarca sorduk: ‘Müzenin performans analizi var mı?’ diye. Hala yanıt alamadık. Eğer ortada performans analizi yoksa, bu binaya ‘çürük’ diyemezsiniz. Bu, bilime ve mühendisliğe aykırıdır. Eğer gerçekten rapor varsa, neden kamuoyuyla paylaşılmıyor? Gizleniyorsa, ortada çok büyük bir niyet var demektir. Biz mühendisler diyoruz ki: Bilimsel rapor olmadan alınan her karar, hukuksuzdur.”

Aaa-3

‘ANAYASA DEVLETE GÖREV YÜKLER, BU GÖREV ÇİĞNENİYOR’
Antalya Barosu Genel Sekreteri Av. Çevik Köken, hukuki sürecin de usule aykırı olduğunu dile getirdi:
"Anayasamızın 63. maddesi çok açıktır: Devlet, tarihi, kültürel ve doğal varlıkları korumakla yükümlüdür. Antalya Arkeoloji Müzesi’nin kapatılması ve yıkıma götürülmesi, bu anayasal yükümlülüğün çiğnenmesidir. Biz hukukçular, buradaki mücadelenin şahsi bir çıkar mücadelesi olmadığını biliyoruz. Burada rantla, siyasi hesaplarla bir kentin hafızasına saldırılıyor. Bu nedenle diyoruz ki: Bu süreç hem hukuka aykırıdır hem de halka ihanettir. Müze bir günde halka kapatılamaz, hele ki alelacele alınan kararlarla yıkıma sürüklenemez.”

A4-1

MİLLETVEKİLLERİNDEN ORTAK TEPKİ
CHP Antalya Milletvekili Aliye Coşar, müzenin kapatılma biçimini bir ‘kültürel darbe’ olarak nitelendirdi:
"Bugün burada, Antalya halkının kültür varlığına sahip çıkmak için toplandık. Ama hükümet, halkın değil, rantın yanında duruyor. Tarihi eserler nereye götürüldü, kimse bilmiyor. Müzenin kaderi, kapalı kapılar ardında, halka sorulmadan belirleniyor. Bu, yalnızca bir müzenin değil, demokrasinin de kapatılmasıdır. Antalya halkı buna boyun eğmeyecek.”
CHP Antalya Milletvekili Mustafa Erdem ise mali boyuta dikkat çekti:
"Bu müze için daha önce hazırlanan raporda, 180 milyon liraya onarım yapılabileceği belirtilmişti. Şimdi aynı müzeyi yıkıp yeniden yapmak için 2,5 milyar lira harcanmak isteniyor. Bu çelişkiyi kim açıklayacak? Antalya halkı aptal değil. Bu kadar yüksek maliyet, kimlerin cebine girecek? Biz milletvekilleri olarak bu sorunun peşini bırakmayacağız.”
CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı ise eserlerin akıbetine ilişkin endişeleri dile getirdi:
"Bu iktidara kimse güvenmiyor, çünkü defalarca eserlerimizin kaybolduğuna şahit olduk. Antalya Müzesi kapatıldı ama içindeki eserlerin nerede olduğu konusunda kamuoyuna hiçbir açıklama yapılmadı. Bu tarihi bir skandaldır. Antalya’nın hafızası, geleceği ve onuru bu müzede saklıdır. Onu korumak hepimizin görevi.”

A10

ŞEFFAFLIK YOKSA DEMOKRASİ DE YOKTUR
İktisatçı Dr. Mustafa Şanlı, süreci demokrasi açısından değerlendirdi:
"Demokrasi, en basit haliyle şeffaflıktır. Ama burada en ufak bir şeffaflık yok. Bir gecede alınan bir kararla müze kapatıldı, halk susturulmak istendi. Biz burada yalnızca bugünün değil, çocuklarımızın, torunlarımızın da geleceğini savunuyoruz. Çünkü kültürel miras sadece bize ait değildir, gelecek kuşakların hakkıdır. O hakkı ellerinden almak, geleceği çalmaktır.”

A1-1

‘MÜZE BİZE HALA DERS VERİYOR’
Mimar Recep Esengil, müzenin kapatılmasının eğitim üzerindeki etkisine dikkat çekti:
"Antalya’daki mimarlık öğrencileri, arkeoloji öğrencileri ve sanat tarihi öğrencileri için en büyük eğitim alanı bu müzedir. Kapılarını kapattığınızda, yalnızca tarihi eserleri değil, eğitimi de kapatıyorsunuz. Ama bu müze bize hala bir şey öğretiyor: Halkın değerlerine sahip çıkmayan yöneticilerin ülkeye verdiği zararı. Biz bu zarara sessiz kalmayacağız.”

Detay3
‘MÜCADELE YALNIZCA ANTALYA’NIN DEĞİL’
İstanbul’dan gelen Doğa İçin Sanat Derneği temsilcisi, dayanışma mesajını şu sözlerle aktardı:
"Biz İstanbul’dan geldik çünkü bu mücadele yalnızca Antalya’nın değil, hepimizin mücadelesidir. Kültürel miras, bir ülkenin ortak belleğidir. Antalya’da bir müze yıkılıyorsa, bu Türkiye’nin dört bir yanında aynı zihniyetin işlediğini gösterir. Biz sanatçılar, akademisyenler, öğrenciler, bu onurlu direnişi sonuna kadar destekleyeceğiz. Çünkü biliyoruz ki müzeler rant uğruna değil, bilimsel yöntemlerle korunur.”

Muhabir: ÖZLEM SOYDAN/ÖZEL HABER