ANTALYA Ekspres Gazetesi'nden Selim Çelik'in haberine göre, geçtiğimiz aylarda Meclis’ten geçerek yasalaşan Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) ile öğretmenler için KPSS şartı kaldırıldı. Konuyla ilgili açıklama yapan Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, yeni dönemin 1 Eylül itibariyle başlayacağını söyledi. Bugüne kadar devam eden yüzde 50 Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) ve yüzde 50 mülakat sistemi sona erdi. Yerine Akademi Giriş Sınavı (AGS) getirildi. Tekin, öğretmenlerin bu sınavın sonuçlarına göre akademiye kabul edileceğini ve burada 14 ay boyunca eğitim alacaklarını belirtti. Bu sürecin sonunda başarılı olanların öğretmenliğe atanacağını ifade etti.
KİMSENİN HAKKI YOKTUR
Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk ise öğretmenler için hazırlanan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun mevcut haliyle öğretmenlerin işlerini daha da zorlaştırdığını belirtti. Öztürk, söz konusu kanunun acilen yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurguladı. Kanuna göre, bu yıl KPSS sisteminin son yılı olduğunu hatırlatan Öztürk, önceki sistemdeki mülakatların birçok öğretmeni özel okullardaki ağır şartlara ittiğini söyledi. “KPSS’ye girmiş, kazanamamış yahut mülakata girip elenmiş insanları bu şekilde sömürmeye, onları sefalete ve açlığa sürüklemeye kimsenin hakkı yoktur” dedi.
İKİ TAKTİK UYGULANIYOR
Kadir Öztürk “Özel okullarda görev yapan öğretmenler ülkemizde adeta köle gibi çalıştırılıyor. Eğitim, mevcut hükümet anlayışında devletin üzerinde bir kambur olarak görülüyor. Bu kamburdan kurtulmak için iki yöntem uygulanıyor: Bunlardan birincisi özelleştirme taktiği. Özelleştirme ile hem devletin kasasından daha az para çıkacak hem de hükümete yakın iş insanlarına daha fazla destek sağlanacak. İkincisi ise tarikat ve cemaatlere eğitim vermek için uygun alanlar açılmasıdır” diye konuştu.
BU KANUN İSTEDİĞİMİZ KANUN DEĞİL
Mevcut ÖMK’nın, öğretmenleri uzun süre düşük ücretlerle çalışmaya mahkûm eden bir sistemin altyapısını oluşturduğunu söyleyen Öztürk, “Devletin şu an yürürlüğe koymak istediği Öğretmenlik Meslek Kanunu’na göre öğretmen adayları iki yıl boyunca ücretsiz ya da çok düşük ücretlerle çalışacak. Ancak uygun görülürlerse mesleğe başlayacaklar. Uygun görülmezlerse kapı dışarı edilecekler. Bu, bizim istediğimiz ve kamuoyunun desteklediği öğretmenlik meslek kanunu kesinlikle değildir. Buna bir başka açıdan baktığımızda, eğer onu (iktidarı) temsil ediyorsan ya da ondansan seni alacaklar; ama farklı bir görüşteysen seni dışlayacaklar. Bu kesinlikle kabul edilebilir bir durum değildir. Bu yaklaşım, toplumu parçala ve yönet stratejisinin bir parçasıdır” ifade etti.
MÜCADELEMİZ SÜRECEK
“Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun şu anki konuşulan hali, bizim istediğimiz öğretmenlik meslek kanunu değildir” diyen Öztürk, sözlerini, “Öğretmenlik meslek kanunu elbette gelmeli ve yasalaşmalı. Ancak bu şekilde olmamalı. Şu anda düşünülen modelde esas olan, ‘öğretmeni nasıl kişiliksizleştiririz, nasıl kontrol ederiz, nasıl bizim fikirlerimizi kürsüden dile getirir ve öğrencilere empoze eder hale getiririz’ düşüncesidir. Bu anlayışın değişmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadeleri ile sonlandırdı.
