Erzurum’un kuzeydoğusunda yer alan Oltu, binlerce yıllık geçmişiyle dikkat çekiyor. M.Ö. 3000’lere kadar uzanan tarihiyle birçok medeniyete ev sahipliği yapan ilçe, Urartulardan Osmanlılara kadar geniş bir kültürel mirasa sahip. Oltu ve çevresi, M.Ö. 9. yüzyılda Urartu Krallığı’nın hâkimiyeti altındaydı. Urartuların bölgedeki etkisi, inşa ettikleri kaleler ve su kanallarıyla günümüze kadar ulaştı ancak Urartuların zayıflamasıyla birlikte Kimmerler ve İskitler bölgeye akın etti. Daha sonra Medler ve Persler bu toprakları ele geçirdi. Büyük İskender’in doğu seferiyle Makedonların yönetimine giren Oltu, İskender’in ölümünün ardından Seleukoslar, Partlar ve Romalılar arasında el değiştirdi. Roma İmparatorluğu’nun bölgedeki egemenliği, Bizans İmparatorluğu döneminde de devam etti. Oltu, bu süreçte Kafkasya ve Anadolu arasında önemli bir savunma hattı olarak kullanıldı.
7. yüzyıldan itibaren Arap akınlarına sahne olan Oltu, 11. yüzyılda Selçuklu akınlarıyla birlikte Türklerin hâkimiyetine girmeye başladı. 1071 Malazgirt Zaferi’nin ardından Oltu, Anadolu Selçuklu Devleti’nin topraklarına katıldı. Sonrasında Selçukluların zayıflamasıyla birlikte bölge, Saltuklular, Gürcüler ve İlhanlılar arasında el değiştirdi. 15. yüzyılın başlarında Akkoyunluların, ardından Karakoyunluların kontrolüne geçen Oltu, 16. yüzyılda Osmanlı-Safevî mücadelesine sahne oldu. 1514 yılında Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran Seferi sırasında Osmanlı topraklarına katılan ilçe, bu tarihten itibaren Osmanlı yönetiminde kaldı.
Osmanlı Devleti döneminde Erzurum’a bağlı önemli bir sancak merkezi olan Oltu, ticaret yolları üzerindeki stratejik konumuyla dikkat çekti. 19. yüzyılda Kafkasya’dan Osmanlı topraklarına göç eden nüfusla birlikte bölgenin demografik yapısında önemli değişiklikler yaşandı. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında Oltu, Rusların işgaline uğradı ve 40 yıl boyunca Rus yönetiminde kaldı. 1917’de gerçekleşen Bolşevik Devrimi’nin ardından Rusların çekilmesiyle bölgedeki güç dengesi değişti. 1918’de Osmanlılar tarafından geri alınan Oltu, Mondros Mütarekesi sonrası yeniden işgal tehdidiyle karşı karşıya kaldı. 1919 yılında Oltu’da bölgenin Ermeni işgaline karşı direnişini örgütlemek amacıyla Oltu Şura Hükümeti kuruldu. Kendi bağımsız yönetimini oluşturan bu yapı, 1920 yılına kadar varlığını sürdürdü. 1920 yılında ise Kazım Karabekir Paşa komutasındaki Türk ordusunun bölgeye girmesiyle Oltu, Türkiye Cumhuriyeti’ne katıldı. Günümüzde Oltu, tarihi mirası ve doğal güzellikleriyle dikkat çekerken özellikle Oltu Taşı ile adını duyurmaya devam ediyor.
PEKİ, OLTU İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Erzurum’un tarihi ilçelerinden Oltu’nun isminin kökeni hakkında kesin bir bilgi bulunmazken çeşitli teoriler öne sürülüyor. Bu teorilerden en yaygın olanı, adın Gürcüce kökenli olduğu yönünde. Eski Gürcü kaynaklarında bölgenin 'Oltis' veya 'Oltisi' adıyla anıldığı, zamanla bu ismin değişerek bugünkü halini aldığı belirtiliyor. Bir diğer görüşe göre, Oltu adı eski Türk dillerinde 'olta' veya 'olt' kelimesinden türemiş olabilir. 'Yüksek ve korunaklı yer' anlamına gelen bu kelimenin, bölgenin tarih boyunca birçok kale ve savunma yapısına ev sahipliği yapmasıyla bağlantılı olduğu düşünülüyor. Bazı kaynaklar ise Oltu isminin bölgeyle özdeşleşen Oltu Taşı’ndan geldiğini öne sürse de taşın adını bölgeden aldığı bilindiği için bu görüş pek güçlü bir dayanak oluşturmuyor.