Ankara’nın kuzeyinde konumlanan Pursaklar, bugün modern bir kent merkezi görünümünde olsa da geçmişi yüzyıllar öncesine, Osmanlı dönemine kadar uzanıyor. Anadolu’daki pek çok yerleşim gibi, Pursaklar da o dönemde kırsal bir köy olarak ortaya çıktı. Tarıma elverişli toprakları, su kaynaklarına yakınlığı ve Ankara’ya olan stratejik konumuyla yerleşim için uygun bir bölgeydi. Uzun yıllar boyunca küçük bir yerleşim yeri olarak kalan Pursaklar, Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte Ankara’nın hızla büyümesiyle yeni bir döneme girdi. Kent merkezine olan yakınlığı nedeniyle 20’nci yüzyılın ikinci yarısından itibaren yoğun bir yapılaşma sürecine sahne oldu.

Başkentteki nüfus artışına bağlı olarak köy kimliğinden uzaklaşan bölge, önce çevre ilçelere bağlı mahalle statüsüne geçti. 2008 yılında alınan idari kararla Pursaklar, çevresindeki birkaç yerleşim birimiyle birlikte Ankara’nın yeni ilçelerinden biri olarak tanımlandı. Bu tarihten itibaren kendi belediye yapısına kavuşan bölge, kamu hizmetlerinin yaygınlaşması ve kent altyapısının gelişmesiyle birlikte önemli bir büyüme ivmesi yakaladı. Bugün modern konut projeleri, eğitim kurumları, sağlık tesisleri ve ulaşım altyapısıyla dikkat çeken Pursaklar, bir yandan başkentin gelişen yüzü olurken bir yandan da geçmişin izlerini taşıyan sakin mahalle yapısını korumaya çalışıyor.

PEKİ, PURSAKLAR İSMİ NEREDEN GELİYOR?
2008 yılında ilçe statüsü kazanan Pursaklar, bugün Ankara’nın hızla büyüyen ve modernleşen bölgeleri arasında yer alıyor ancak ilçenin adı, yüzlerce yıl öncesine, Anadolu’nun Türkleşme sürecine kadar uzanan köklü bir geçmişe işaret ediyor. Pursaklar isminin kaynağına dair kesin bir belge bulunmamakla birlikte, halk arasında ve yerel tarih anlatılarında öne çıkan güçlü bir görüş mevcut: Bu ismin, bölgeye yerleşen bir Türkmen boyundan geldiği düşünülüyor. Anadolu'nun pek çok yerinde olduğu gibi, Osmanlı öncesi ya da erken Osmanlı döneminde bu bölgeye göç eden Türkmen topluluklarının, yaşadıkları yere kendi adlarını verdikleri biliniyor. Pursaklar’ın da bu gelenekten doğduğu ifade ediliyor.

Muhabir: YUSUF ÖZTÜRK