Adıyaman’ın güneydoğusunda yer alan Samsat, tarih boyunca stratejik konumu ve kültürel zenginliğiyle öne çıktı. Antik çağda 'Samosata' adıyla bilinen ilçe, Kommagene Krallığı’nın başkenti olarak bölgenin siyasi ve ticari merkezi haline geldi. Roma İmparatorluğu döneminde Fırat kıyısındaki konumuyla ticaret yollarında kilit rol oynayan Samsat, 7. yüzyılda İslam ordularının Anadolu’daki ilk fetihlerinden biri oldu. Malazgirt Zaferi’nden sonra Türklerin hâkimiyetine giren ilçe, Selçuklu ve Memlüklerin ardından 1516’da Osmanlı topraklarına katıldı. Osmanlı döneminde sancak merkezi olarak idari görev üstlendi.

Cumhuriyet döneminde ilçe statüsü kazanan Samsat, Atatürk Barajı’nın yapımıyla 1980’lerde taşınmak zorunda kaldı. Bugün yeni yerleşimiyle varlığını sürdüren Samsat, binlerce yıllık tarihiyle Adıyaman’ın kültürel hafızasında önemli bir yer tutuyor.

Peki, Samsat ismi nereden geliyor?
Samsat’ın bilinen en eski adı 'Samosata'. Bu isim, antik çağda bölgede hüküm süren Kommagene Krallığı döneminde kullanılmaktaydı. Kaynaklara göre 'Samosata' isminin kökeni konusunda farklı görüşler bulunuyor. Bir rivayete göre isim, Fırat kıyısında kurulan bu kenti inşa ettiren yerel bir beyden geliyor. Bir başka görüş ise adın Grekçe kökenli olduğunu ve 'yüksek yer' ya da 'korunaklı şehir' anlamına geldiğini ileri sürüyor. Zaman içinde halk dilinde sadeleşen 'Samosata', Arap hâkimiyeti döneminde 'Sumaysat' olarak telaffuz edildi. Türkler bölgeye hâkim olduktan sonra ise bu isim 'Samsat' haline dönüştü.

Muhabir: YUSUF ÖZTÜRK