Seben’in bilinen tarihi, Frigler dönemine kadar uzanıyor. Arkeolojik bulgular, ilçede ilk yerleşimin M.Ö. 1200’lü yıllarda başladığını ortaya koyuyor. Bölge, Friglerin ardından sırasıyla Pers, Roma ve Bizans uygarlıklarının egemenliği altına girdi. Roma ve özellikle Bizans dönemlerinde önem kazanan Seben, bu süreçte dini merkez olarak da öne çıktı. Bugün hâlâ görülebilen kaya oyma kiliseler, mezarlar ve mağara evler, bu dönemden günümüze ulaşan en önemli tarihi miraslar arasında yer alıyor.

1071 Malazgirt Zaferinden sonra bölgeye yerleşen Türk boylarıyla birlikte Seben’de yeni bir dönem başladı. Anadolu Selçuklu Devleti'nin etkisiyle İslam kültürü bölgede kök salmaya başladı. Daha sonra Osmanlı egemenliğine giren ilçe, tarım ve hayvancılıkla geçimini sürdüren halkıyla sakin ve üretken bir yaşamın merkezi oldu.Osmanlı kayıtlarında Seben’in verimli toprakları, meyveciliği ve huzurlu yapısıyla dikkat çektiği görülüyor. Elma, armut gibi meyve türlerinin üretimi, tarih boyunca bölge ekonomisinin temel taşlarından biri oldu. 1923’te Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte ilçe statüsü kazanan Seben, zaman içinde modernleşme sürecine girdi. Eğitim, ulaşım ve sağlık alanlarında önemli gelişmeler kaydedilen ilçede, tarımsal üretim de desteklendi. Son yıllarda ise doğal gölleri, yaylaları ve termal su kaynaklarıyla turizm açısından da ilgi görmeye başladı.

PEKİ, SEBEN İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Seben isminin kökeniyle ilgili farklı görüşler bulunuyor. Bunlardan biri, ismin antik çağda bölgede bulunan ‘Sebaste’ ya da ‘Sebene’ adlı yerleşimden evrildiği yönünde. Zamanla halk dilinde değişime uğrayan bu isim, bugünkü halini aldı. Bir başka görüşe göre ise 'Seben', yeraltı suyu ya da su kenarındaki yer anlamına geliyor. İlçede çok sayıda kaynak suyu ve göl bulunması, bu yorumu destekliyor. Her iki görüş de ilçenin hem tarihi hem de coğrafi yapısını yansıtan güçlü dayanaklara sahip.

Muhabir: YUSUF ÖZTÜRK