Veli-Der Antalya Şube Başkanı Tülin Koç, eğitimdeki bu çöküşün sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve sağlık alanlarında da yıkıcı sonuçlar doğurduğunu belirterek, “Çocuklarımızın suya, yemeğe, güvenli ulaşıma erişimi kalmadı” diyerek devlet kurumlarına ve yerel yönetimlere acil müdahale çağrısında bulundu.
Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) Antalya Şube Başkanı Tülin Koç, ekonomik kriz ve artan eğitim giderleriyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Özellikle okul servis ücretlerine gelen zamların veliler üzerinde ciddi bir yük oluşturduğunu vurgulayan Koç, devletin kamu kaynaklarını kamusal eğitim için kullanması gerektiğinin altını çizdi.
SERVİS ÜCRETLERİ 3 BİN TL’YE DAYANDI
Tülin Koç, “Derinleşen ekonomik kriz nedeniyle veliler artık çocuklarının en temel eğitim ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hale geldi. Akaryakıt fiyatlarına gelen zamlar doğrudan servis ücretlerine yansıdı ve bu durum özellikle dar gelirli aileleri çok ciddi şekilde etkiliyor. Bugün Antalya’da en yakın okul için servis ücreti aylık 2 bin 500 TL, en uzak mesafeler içinse 3 bin TL’ye kadar çıkmış durumda. Düşünün ki bu sadece ulaşım. Bir de kırtasiye, okul kıyafeti, yemek ve diğer giderleri ekleyin. Bu rakamlar velilerin belini büküyor” diye konuştu.

‘BUNU KARŞILAMAK MÜMKÜN DEĞİL’
“İki asgari ücretle geçinen bir ailenin bu yükün altından kalkması imkânsız” diyen Koç, sözlerini şöyle sürdürdü: “İki ebeveynin de çalıştığı, toplam gelirinin asgari ücret olduğu bir hanede bu eğitim giderlerini karşılamak neredeyse imkânsız. Aileler artık temel gıda ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor. Çocukların beslenme çantalarına konacak bir öğün dahi lüks haline gelmiş durumda. Su ihtiyaçları bile karşılanamaz hale geldi. Çoğu okulda yemek hizmeti yok, olanlar ise ekstra ücretli ve bu ücretler de her yıl katlanarak artıyor. Böyle bir tabloda üzerine bir de fahiş servis ücretleri eklendiğinde, velilerin bu duruma isyan etmemesi mümkün değil.”
“En iyi okul çocuğun yürüyerek gidebildiği en yakın okuldur” diyen Koç, okul yatırımlarındaki gerilemeye dikkat çekerek şunları söyledi: “Son yıllarda öğrenci sayıları düzenli olarak artarken, okul yapımları aynı oranda ilerlemiyor. Hatta bazı bölgelerde her yıl biraz daha geriye düşüyor. Köy okulları kapatıldı, çocuklar taşımalı eğitime mahkum edildi. Birçok okul imam hatip okuluna dönüştürüldü. Yeni okul projeleri ya iptal edildi ya da askıya alındı. Hal böyleyken, aileler çocuklarını evlerine yakın okullara gönderemiyor. Bu da servis ihtiyacını doğuruyor ve yükü daha da artırıyor. Biz diyoruz ki; en iyi okul, çocuğun güvenle ve kendi başına yürüyerek gidebildiği okuldur. Ama bu imkan artık neredeyse hiç yok.”
‘KAMU KAYNAKLARI KAMUSAL EĞİTİME AKTARILMALI’
Kamu kaynaklarının özel okullara aktarılmasını da eleştiren Koç, “Bir ülkede herkesin eşit koşullarda eğitim alabilmesi için, eğitimin hem fiziksel hem de ekonomik olarak erişilebilir olması gerekir. Anayasa’da ve tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelerde bu hak açıkça tanımlanmış ve devlete bu konuda yükümlülük verilmiştir. Ancak ne yazık ki bugün gelinen noktada devlet okullarına ve yurtlara yeterli bütçe ayrılmıyor. Buna karşılık özel okullara, teşvikler, hibeler ve çeşitli adlar altında kaynak transferleri yapılabiliyor. Bu, toplumun ortak kaynaklarının yani hepimizin vergilerinin kamusal yarar dışında kullanılmasına yol açıyor” diye konuştu.
Koç, “Devletin asli görevi herkes için eşit, nitelikli ve ücretsiz eğitimi sağlamaktır” diyerek şöyle devam etti: “Eğitim hakkı, sadece okula gitmekle sınırlı değildir. Bu hakkın tam anlamıyla kullanılabilmesi için öğrencilerin beslenmeden ulaşıma, barınmadan kırtasiyeye kadar tüm ihtiyaçlarının karşılanması gerekir. Ama biz bugün çocukların okulda su içebilmesini bile tartışır hale geldik. Anne babalar artık çocuklarına günlük harçlık veremiyor, kantinden bir şey alamasın diye çocuk okula gönderilmeden önce defalarca tembihleniyor. Bu sadece yoksulluk değil; bu çocukların psikolojik, fiziksel ve akademik gelişimini doğrudan tehdit eden bir durum.”
‘DEVLETİN ÖNCELİĞİ ÇOCUKLAR OLMALI’
“Yetersiz beslenme okul terklerine ve çocuklarda sağlık sorunlarına yol açıyor” diyen Koç, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Eğitimdeki derin yoksulluk artık çocukların hayatını tehdit eder hale geldi. Yetersiz beslenme nedeniyle gelişim bozuklukları, okuduğunu anlayamama, dikkat eksikliği gibi sorunlar her geçen gün artıyor. Okulu terk eden çocukların sayısı yükseliyor. Dahası, çocuklarda kalp krizi ve intihar vakalarında artış gözlemliyoruz. Bu tablo çok ciddi bir alarmdır. Bu çocukların sesini duymak ve çözüm üretmek zorundayız.”
Devlet ve yerel yönetimlere çağrıda bulunan Koç, “Biz veliler olarak artık dayanacak gücümüz kalmadı. Öğrenci Veli Derneği olarak açıkça çağrıda bulunuyoruz: Devletin ve yerel yönetimlerin önceliği çocuklarımız olmalıdır. Kamu kaynakları hiçbir ayrıcalıklı gruba ya da özel kurumlara aktarılmamalıdır. Eğitim, sağlık, beslenme, barınma ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlar devletin sorumluluğundadır ve bu sorumluluk bir an önce yerine getirilmelidir. Çocuklarımızın geleceğini daha fazla karanlığa itmeyin” dedi.





