Diyarbakır’ın en önemli bölgelerinden biri olan Sur, binlerce yıllık tarihi boyunca pek çok medeniyetin izlerini taşıdı. M.Ö. 3000’li yıllardan itibaren Hurriler, Mitanniler, Asurlar, Urartular ve Medler gibi birçok uygarlığa ev sahipliği yapan bölge, Mezopotamya'nın en eski yerleşim alanlarından biri olarak kabul ediliyor. Bölgenin stratejik önemi, hem savunma hem de ticaret açısından tarih boyunca dikkat çekti. Roma döneminde 'Amida' adıyla anılan Sur, bölgedeki kalelerin en önemlilerinden biri olarak biliniyordu. Surlar, Roma İmparatorluğu ve ardından Bizans döneminde hem genişletildi hem de güçlendirildi. Özellikle İmparator II. Theodosius’un yaptığı eklemeler ve onarımlar, bölgenin askeri önemini daha da artırdı. Bizans’ın bölge üzerindeki hâkimiyeti sırasında Sur, aynı zamanda bir garnizon şehri olarak kullanıldı.
20230830Aw019103

639 yılında İslam ordularının Diyarbakır’ı fethetmesiyle Sur, İslam medeniyetinin önemli merkezlerinden biri haline geldi. Abbasiler, bölgeye birçok mimari yapı kazandırırken Artuklular döneminde şehir kültür, ticaret ve bilim alanlarında zirveye ulaştı. Bu dönemde yapılan hanlar, medreseler, camiler ve diğer yapılar, bölgenin çehresini değiştirdi. Sur, 1515 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından fethedilmesiyle Osmanlı topraklarına katıldı. Osmanlı döneminde ticaret yollarının kesişim noktasında yer alması nedeniyle ekonomik olarak daha da zenginleşti. Bölge, bu dönemde önemli bir idari ve kültürel merkez oldu.
Sur3

Cumhuriyet döneminde de tarihi kimliğini koruyan Sur, modernleşme süreciyle birlikte kentleşmenin etkisini yaşamaya başladı ancak 2015 yılında yaşanan çatışmalar, bölgedeki birçok yapıya ve tarihi dokuya zarar verdi. Sur’daki tahribat, yerel ve uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Bu olayların ardından başlatılan restorasyon çalışmalarıyla bölgedeki tarihi eserlerin korunması ve yeniden ayağa kaldırılması için kapsamlı projeler hayata geçirildi. Bugün UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Diyarbakır surları, Hevsel Bahçeleri, tarihi Ulu Cami, Hasan Paşa Hanı ve Sur’un dar sokakları, bölgenin zengin tarihini gözler önüne seriyor. Yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisini çeken Sur, adeta geçmişten günümüze bir köprü kuruyor.

PEKİ, SUR İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Diyarbakır'ın tarihi dokusuyla öne çıkan Sur ilçesi, adını kenti çevreleyen ve dünyaca ünlü Diyarbakır surlarından alıyor. Tarihi surlar, dünyanın en eski ve en sağlam yapıları arasında yer alırken bölgenin binlerce yıllık geçmişine tanıklık ediyor. İlk olarak Asurlar döneminde temelleri atılan surlar, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde hem genişletildi hem de onarıldı. Hem askeri savunma hem de şehrin kimliğini temsil eden bu yapılar, bölgeye adını veren en önemli unsur olarak öne çıkıyor. Bugün UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan surların çevresinde kurulan Sur ilçesi, tarihi dar sokakları, kültürel zenginlikleri ve mimari yapılarıyla geçmişin izlerini taşımaya devam ediyor.

Muhabir: YUSUF ÖZTÜRK