Yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte Antalya, sıcak ve kurak bir döneme girerken su temini büyük bir önem taşıyor. Özellikle yaz aylarında şehir nüfusunun yaklaşık 10 katına kadar artması, turistik işletmelerin su tüketiminin hızla yükselmesi ve otellerdeki su kullanımının hanelere kıyasla çok fazla olması, su kaynakları açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor. Antalya'yı besleyen baraj ve göletlerdeki ortalama doluluk oranı ise Nisan 2025’te açıklanan veriye göre sadece ortalama yüzde 48.87 olarak kaydedildi.
KRİZ UYARILARI ARTIYOR
Antalya'nın su kaynakları açısından zengin bir şehir gibi görünse de mevcut suyun yeterince verimli kullanılmadığını belirten İnşaat Mühendisi Mehmet Yazan şu ifadelere yer verdi; “Gelecekte ciddi bir susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kalabiliriz. Antalya, su kaynakları açısından zengin bir şehir olmasına rağmen ilerleyen yıllarda ciddi bir su sıkıntısı ile karşılaşabilir. Antalya’da su krizi kapıda, şimdiden önlem alınmalı. Antalya su bakımından zengin illerden biri gibi görünse de mevcut kaynakları yeterince verimli kullanamıyoruz. Eğer gerekli önlemler alınmazsa, 2050 yılına kadar bazı şehirler yaşanamaz hale gelebilir. Isparta’nın bile 2050’ye kadar su sıkıntısı yaşayacağı öngörülüyor. Eğer biz şimdiden plan yapmazsak, Antalya da ilerleyen yıllarda su kıtlığı çeken illerden biri haline gelebilir. Susuzluk sadece günlük yaşamı değil, tarımı, sanayiyi ve genel olarak ekonomik yapıyı da derinden etkileyen bir krizdir” dedi.
ERKEN ÖNLEM ÇAĞRISI
Antalya'da suyun verimli kullanımı için şimdiden önlemler alınması gerektiğine vurgu yapan Yazan, “Eğer gerekli adımlar atılmazsa, bu durum sadece Antalya için değil, tüm bölge için büyük bir tehdit oluşturabilir. Özellikle su kıtlığının tarım, sanayi ve günlük yaşam üzerinde yaratacağı olumsuz etkiler, şehirdeki ekonomik yapıyı da derinden sarsabilir. Bu nedenle, Antalya'nın geleceği için su kaynaklarının korunması ve daha verimli kullanılması hayati önem taşıyor” diye konuştu.





