İnşaat mühendisleri Odası Antalya Şubesi bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Mehmet Soner Akdoğan gündeme dair açıklamalarda bulundu. 

RESMİ RAKAMLAR YANILTICI 
Başkan Akdoğan depremde vefat edenlerin sayısının resmi rakamların çok üzerinde olduğunu ifade ederek, “6 Şubat’ta resmi rakamlara göre 50 bin kişiyi kaybettik. Ancak gerçek rakam resmi rakamın çok üzerinde. Ben magazinsel bir demeç olmasın diye bir rakam vermek istemiyorum ama vefat eden vatandaşlarımızın sayısı açıklanan resmi rakamların çok üzerinde” diye konuştu.   

REYTİNG UĞRUNA…
Depremlerin olağan bir doğa olayı olduğuna vurgu yapan Başkan Akdoğan, “Ülkemizde geçen yıl 30 binin üzerinde deprem olmuş. Deprem yağmur gibi bir doğa olayı. Bu olayın afete dönüşmesi binaların yıkılması ile gerçekleşmiş oluyor. Geçen yıl olmuş 30 binin üzerindeki depremin hangisini hatırlıyoruz? Ama 6 Şubat’ı 17 Ağustos’u hepimiz aklımızda tutuyoruz. Bu deprem sonrası ortaya çıkan acı tablonun sebebi ile oluyor. Ancak reyting ve tıklanma aldığı için biz olayı ‘deprem ne zaman, nerede olacak’a indirgiyoruz” dedi.

BİZİM KONUŞMAMIZ GEREKEN ŞEY FARKLI
İnşaat Mühendisleri Odası Antalya şube Başkanı Akdoğan” Türkiye’nin yüzde 66’sı birinci dereceden deprem tehdidi altında. Topraklarımızın yüzde 96’sı deprem tehdidi altında. Bizim depremin nerede olacağından çok alınacak tedbirleri konuşmamız gerekiyor. Vatandaşın ve kamuoyunun karar vericileri bu noktaya itmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. 

KENTSEL DÖNÜŞÜM BİNA YENİLEMEYE DÖNDÜ 
Başkan Mehmet Soner Akdoğan, “Kentsel dönüşüm ile binaları depreme dayanıklı hale getiremeyiz. 15 yılda sadece 700 bin binayı dönüşüme sokabilmişiz. Bu acil dönüşmesi gereken bina sayısının yüzde 15’ine ancak tekabüle diyor. Zaten bizim kentsel dönüşüm dediğimiz şey aslıdan bina yenilemeye dönüştü. Bu yenilenen binalar da kente ek yükler getiriyor” diye konuştu. 

NEDEN YIK-YAP ALGISINDAYIZ?
Deprem bölgesi hakkında konuşarak yıkımların insan sağlığına etkileri olduğunu söyleyen, “20 sene sonra Hatay’daki deprem bölgesindeki sağlık sorunlarını konuşuyor olacağız. Hal böyleyken kentsel dönüşüm bu kadar yıkıma maruz kalmak ne kadar doğru? Biz neden sürekli ‘yık-yap’ tarafındayız? Bu ne kadar sağlıklı ve depreme karşı ne kadar koruyor? Bunları hiç düşünmüyoruz. Binayı boşaltmanıza bile gerek olmayan yöntemler ile binayı depreme dayanıklı hale getirebiliriz. Bunlarla ilgili kamuoyunda bir talep yok. Sadece yıkalım yeniden yapalım algısı mevcut” dedi.

BU İNSANLARA PRİM VERMEYELİM
‘Deprem nerede olacak? Ne zaman olacak.? Kamuoyunda sadece buna talep var’ diyen Mehmet Soner Akdoğan, “Bence bunun yasaklanması lazım. Bunu konuşup duruyoruz. Yarın Antalya’da deprem olacağını varsayalım. Depremlerin olduğu 15 binlik Yunan adası bile zor boşaldı. 3 milyonluk Antalya nasıl boşalacak? Bunun yasaklanması lazım. Deprem Maraş’ta oldu Hatay’da Adana’da binalar yıkıldı. Neden nerede olacağını merak ediyoruz? Deprem Türkiye’nin her yerinde olabilir. Bu konuları kapatalım artık. Bu işi ticarete döken insanlar var. Artık bu insanlara prim vermeyi bırakalım” diye konuştu. 

BİNALARIN DA ARAÇ MUAYNESİ GİBİ DENETLENMESİ LAZIM
Binaların bakım yapılması halinde depremde yıkım riskinin ciddi şekilde azalacağını ifade eden Başkan Akdoğan, “İnsanlar bunun maliyetli olduğunu sanarak uzak duruyor olabilirler. Ancak araç bakım maliyetinden daha düşük. Arabaya her yıl çeşitli bakım ve muayene ücretleri veriliyor. Konutlarda buna her yıl gerek yok. 5 yılda bir bakım yapılsa o bina depreme çok daha dayanıklı hale gelir. Bu süreçte de bir araca çok daha faza masraf yapılır. Ancak insanlar binaya değil araca masraf yapıyor. Çünkü araçları polis denetliyor. Eğer gerekli bakım ve muayene yoksa ceza veriliyor. Aynı şey binalar için de yapılmalı. O zaman binalar da bakımlı hale gelir. Bu da deprem dayanıklılığını arttırır” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Muhabir: Selim Çelik