Tülin KORKUTELMALIOĞLU

TÜRSAB Genel başkanlığına aday Başaran Ulusoy, Firuz Bağlıkaya ve Emin Çakmak arasındaki seçim yarışı devam ederken, bakanlık müsteşarının makam otosuyla yaptığı kaza seçim öncesi ortalığı daha da karıştırdı. TÜRSAB Başkan adayı Firuz Bağlıkaya, “Kurum kaynakları kişilerin şahsi menfaatleri için çarçur edilirken sessiz kalamayız. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” diye konuştu. TÜRSAB Başkan adayı Emin Çakmak’da, “Bu konuyla ilgili basına çıkıp demeç vermemiz kurumumuzu yaralar. Bugün basına yansıyan bu olay TÜRSAB’ı hem zedelemiş, hem de itibarsızlaştırmıştır. Sivil toplum örgütn bu denli yaralar almış olması son derece endişe vericidir” dedi. “ACENTELERİN ALIN TERİ”



Acentelerin alın terleri ile kazanarak TÜRSAB’a ödedikleri paraların kendi saltanatları için kullanılmasına karşı olduklarını belirten TÜRSAB Başkan Adayı Firuz Bağlıkaya, “Koskoca bir kurumu, bir camiayı aldatmasına sessiz mi kalmalıydım? TÜRSAB’ı başka amaçlarla kullanan ekibin birbirine nasıl kenetlendiğini görüp onlar adına üzülüyorum. Acentelerin zekası ile alay ediyorlar. Kendi verdiği bilgilerle haber yapılıyor, haber doğru değil deyip tekzip edecekleri yerde, sanki birisi ispiyonculuk yapmış gibi yansıtıp “bu haberi veren mesleğine ve TÜRSAB’a ihanet etmiştir” diyorlar. Çocuk mu kandırıyorsunuz siz? TÜRSAB'a ihanet edenler, bu kaynak transferini yapanlardır” diye konuştu.


ÇAKMAK, “HUKUKİ BİR MESELE”


Bakan müsteşarının, TÜRSAB’a ait olduğu iddia edilen araçla kaza yapmasını Genel başkan adaylarından Emin Çakmak’da değerlendirdi. Durumu kaza sonucu çıkan haberlerden öğrendiğini bildiren Çakmak, “Diğer başkan adayımızın konuyla ilgili bilgisinin olmaması bizleri hayrete düşürdü. Araçların tahsis edildiği dönemde onlarında bir fiil yönetimde olduklarını biliyoruz. Onların gazetelerden öğrenmiş olmaları, geçmiş dönemde nasıl yönetim kurulu üyelikleri yaptıklarını ve görevlerini nasıl icra ettiklerinin bir göstergesidir. Biz yönetimin dışında olduğumuz için basından öğrendik. Bu mesele artık hukuki bir mesele konumuna gelmiştir. Alt yapısını öğrenmeden, iç yapısının detayını bilmeden bir yorum yapmamız doğru değildir.


“BASINA DEMEÇ KURUMU YARALAR”


Olayda bir hukuksuzluk varsa, bir etik dışı davranış varsa, görevde bir suistimal varsa bu ülkenin savcıları, hakimleri ve denetleme kurulları devreye girecektir. Haklı, haksız bir durum varsa cezalarını çekeceklerdir. Göreve geldiğimiz zaman bu dosyanın üzerine gideceğiz. Nasıl tahsis edilmiş, bunların paraları nasıl ödenmiş? Nasıl ihaleler verilmiş? Hepsini irdeleyeceğiz. Bu konuyla ilgili basına çıkıp demeç vermemiz kurumumuzu yaralar. Bugün basına yansıyan bu olay kurumumuzu hem zedelemiş, hem de itibarsızlaştırmıştır. Sivil toplum örgütünün bu denli yaralar almış olması son derece endişe vericidir” dedi.