Turizmin başkenti olmasının dışında yılın her mevsimine yayılan çok çeşitli etkinlikleriyle dikkat çeken şehirde; sayısız festival, fuar, sergi, dans, tiyatro, opera gösterimleri, söyleşi, seminer, panel ve konferans gibi organizasyonlar düzenleniyor. Sanatı ve sanatçıyı geniş kitlelerle buluşturan tüm etkinlikler Mart ayında da sürüyor. Necip Fazıl Kısakürek'in 1937 yılında yazdığı ‘Bir Adam Yaratmak’ isimli oyun, 20 Mart Çarşamba günü saat 20.00’de Antalya seyircisi ile buluşacak. Oyun, Çok Ala Sanat Tiyatrosu tarafından Cafe Tiyatro ev sahipliğinde sahnelenecek. Yaş sınırı 16 olarak belirlenen ‘Bir Adam Yaratmak’ isimli oyun, 1 saat 30 dakika süreyle oynanacak. Oyunun biletlerine ise online olarak erişim sağlamak mümkün olup biletler 250 TL’den başlayan fiyatlar ile satışa sunuldu.
OYUNA DAİR
Oyun yazarı Hüsrev, ‘Ölüm Korkusu’ adı eserini tamamlamıştır. Yazdığı eserin kahramanı bir kaza kurşunu ile annesini öldürünce aklını kaybetmiş ve kendisini daha önce babasının yaptığı gibi bir incir ağacına asarak intihar etmiştir. Piyes yazarı Hüsrev de babasını oturduğu yalının bahçesindeki incir ağacına asarak gerçekleştirdiği intihar sonucu kaybetmiş biridir. Halen oturdukları yalıda annesi, halasının kızı (Selma), piyesin başrol oyuncusu (Mansur), gazete patronu Şeref, Şeref’in Hüsrev’e aşık karısı Zeynep ve ruh doktoru arkadaşı Nevzat bir gün piyesi tartışmaktadırlar. Eserdeki kaza ile annesini vurma bölümünü gerçekçi bulmayan misafirlerine sahneyi izah etmeye çalışırken boş olduğunu sandığı bir tabanca ile ateş eden Hüsrev, kaza ile Selma’yı vurup ölümüne neden olur. İkinci perdede Hüsrev, kazadan beş ay kadar sonra Maçka’daki kışlık apartman dairesinde annesine babasının intiharı hakkında sorular sormaktadır. Kazadan sonra iyice bunalıma giren Hüsrev büyük yalnızlık içindedir. Arkadaşı Doktor Nevzat, onu bir reklam aracı olarak kullanmak istemekte, Şeref ise olayı sansasyonelleştirerek gazetesinin satışlarını arttırmaya çalışmaktadır. Bu kargaşa içinde babasının niye intihar ettiğini öğrenmeye çalışan Hüsrev, ölümü sorgulayıp yaratılış sırrını çözmeye çalıştıkça deliliğe doğru sürüklenir. Üçüncü perdede Hüsrev’in annesi oğlunun da babası gibi intihar etmesinden korkarak yalı bahçesindeki incir ağacını uşak Osman’a kestirir. Hüsrev, ağacı kestiren annesini, kendisine komplo hazırlayan dostları gibi düşman olarak görmeye başlar. Babasının portresi karşısında onunla konuşur, hezeyan halinde ölümden bahseder. Oyunun son tablosunda Hüsrev, kendisini bir devlet tımarhanesine götürmeye gelen hükûmet doktoru, hastane gardiyanı, Nevzat ve Şeref'e teslim olur.