Konu, kamu hastanelerinde uygulanan daha doğrusu uygulanamayan tırnak içinde 'Randevu Sistemi'. Hani, doktora gitmek için randevu alıp alamama meselesi var ya, işte o mesele sorun olmaktan çıktı krize evirildi. Peki, soralım sistem neden tıkanıyor? Sağlık Bakanı’mıza göre sistemi tıkayan hastalarmış. Yani doktor randevusunu alıp da randevuya gitmeyen hastalarmış. İyi de hasta randevu alamıyor ki iptal etsin.

***

Devlet hastanelerinde randevu krizi giderek artarken tıkanan sistemin faturası yine hastaya kesildi. Bakanlığa göre gerekçe muayene için randevu alan hastaların randevu gününde hastaneye gitmemeleri ve aldıkları randevuyu iptal etmeyerek diğer hastanın hakkını yok saymaları.  Dolayısıyla da sistemin tıkanması. Evet bu gerekçe, kulağa doğru geliyor ama akla şu soru da gelmiyor değil, zaten hastaneden randevu alabilmek büyük bir sabır işi. Haydi diyelim ki hasta randevuyu kaptı ama bu randevu öyle iki üç gün sonrasına falan değil, en iyimser tarih ile 15-20 gün sonrasına. O halde soru şu, bu hastanın bunca uğraştan sonra aldığı ve beklediği randevusuna gitmeme gibi bir lüksü olur mu? Ha, randevusunu iptal etmeden keyfi gitmiyorsa o zaman bakanlık siteminde haklı da hasta insanda keyfi olarak 'bugün canım hastaneye gitmek istemiyor' demez diye düşünüyorum. Dememiz o ki hasta, randevu alamıyor ki keyfince iptal edip gitmesin. Ha, tanıdık doktor, hemşire veya hastane personelinden biri varsa ne ala.

***

'Alo 182' işte bu numara var ya, adama 'ya sabır’ dedirten türden bir telefon numarası. Hastasın, randevu alacaksın. Nereden? Devlet hastanesinden. Hadi bakalım al eline telefonu çevir 182'yi, cevap yok. Tekrar ara, defalarca ara önce müzik sesi ardından telesekreter. Evde elde telefon bekle. Hastalar hastanelerde değil, evde beklemeye devam ediyor. Ediyor da ne oluyor, sağlık durumu kritik olsa bile günlerce uğraşıyor randevu alabilmek için. Daha vahimi, randevular haftalar aylar sonrasına veriliyor. Kamu hastanelerinde randevu çilesi, sahiden çekilmez hale geldi. Biz mi yanlış nabız tutuyoruz acaba?

***

Konuyu hatırlarsınız değil mi? Kamu hastaneleri için, Merkezi Hekim Randevu Sistemi'ndeki randevu aralıklarının beş dakikaya düşürülmesiydi. Doktora verilen talimat 'hastanı 5 dakikada fiziki muayene et, teşhisini koy, tahlillerini iste' olmuştu. Oldu paşam ama olmadı olamadı işte. Bu değerli beyinler ve sağlık çalışanları, sağlıklı bir toplum için hak ettikleri değeri göremedi. Elbette emek onların, söz onların, destek toplumun. Peki, sağlık sisteminde yolunda gitmeyen nedir? Sağlıklı günler dileğiyle.