Adapazarı ilçesi, Sakarya ilinin merkezi olarak tarih boyunca önemli bir yerleşim alanı oldu. Stratejik konumu ve verimli topraklarıyla dikkat çeken ilçe, farklı medeniyetlerin izlerini taşıdı. Bölgenin, tarih boyunca hem ticaret hem de kültürel etkileşim için bir köprü görevi gördüğü belirtiliyor. Adapazarı’ndaki ilk yerleşimlerin M.Ö. 13. yüzyıla kadar uzandığını biliniyor. Hititler, Frigler, Lidyalılar ve Persler gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapan bölge, Roma ve Bizans dönemlerinde ticaret yollarının kesişim noktası olarak stratejik bir önem kazandı. Roma döneminde bölgede yollar ve köprüler inşa edilirken, Bizans döneminde bu yolların güvenliği sağlandı ve ticaret daha da canlandı.
Osmanlı döneminde 14. yüzyılda Orhan Gazi tarafından fethedilen Adapazarı, kısa sürede tarım ve ticaretin merkezi haline geldi. Sakarya Nehri'nin çevresindeki verimli topraklar, bölgenin tarımsal üretimini artırırken, özellikle pirinç üretimi ile bölge Osmanlı pazarlarında ün kazandı. 16. yüzyılda zirveye ulaşan tarımsal faaliyetlerin yanı sıra, dokumacılık gibi el sanatları da bölgede gelişim gösterdi. 18. ve 19. yüzyıllarda ise hızla büyüyen Adapazarı, 'Pazaryeri' adıyla anılmaya başladı. Bu dönemde hem yerel halkın ihtiyaçlarını karşılayan hem de çevre bölgelere ürün sağlayan canlı bir ticaret merkezi haline geldi.
Cumhuriyetin ilanıyla modernleşme sürecine giren Adapazarı, 1954 yılında Sakarya’nın il statüsü kazanmasıyla bölgenin merkezi oldu. Bu süreçte bölge, tarımın yanı sıra sanayi yatırımlarıyla da öne çıktı. Özellikle tekstil, otomotiv ve gıda sektörlerinde faaliyet gösteren fabrikalar, Adapazarı’nın ekonomisine önemli katkılar sundu. Günümüzde tarım, sanayi ve ticaret alanlarındaki başarısıyla Marmara Bölgesi’nin önde gelen merkezlerinden biri olmayı sürdürüyor. Adapazarı ilçesi, hem tarihi derinlikleri hem de doğal güzellikleriyle Türkiye’nin önemli cazibe merkezlerinden biri olarak ön plana çıkıyor. Sapanca Gölü ve çevresindeki doğa alanları, şehrin turizm potansiyelini artırırken; Sakarya Nehri, şehre hem tarihi hem de coğrafi bir kimlik kazandırıyor. Tarihi camileri, konakları ve çarşıları ile ziyaretçilerine zamanda yolculuk yapma fırsatı sunan Adapazarı, aynı zamanda modern altyapısıyla günümüz ihtiyaçlarını da karşılıyor.
PEKİ, ADAPAZARI İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Adapazarı, Osmanlı Devleti döneminde bir köy olarak kuruldu. 1520 tarihinde ‘Ada’ adıyla bilinen köy, Ada kazası olarak kaydedildi. 1530 yılı tahririne göre bölgenin idari yapısı, Anadolu eyaletine bağlı Kocaeli sancağına bağlı Ada kazası olarak belirtiliyor. 16. yüzyıl sonlarındaki tapu tahrir defterlerinde, Adapazarı şehrinin çekirdeği tespit edildi. Buna göre, günümüz Adapazarı'nın temellerini oluşturan yer Kutluca-i Kebir (Çaybaşı) köyü. Burada kurulan pazar, dönemin en meşhur pazarlarından biriydi.