Türkiye’nin en önemli vakıflarından biri olan LÖSEV’in Antalya’daki faaliyetlerini yürüten LÖSEV Antalya İl Koordinatör Yardımcısı Özlem Uğurel Ekspres’ten Selim Çelik'e konuştu. Uğurel, LÖSEV’in nasıl kurulduğundan kaç kişiye dokunduklarına, yaptığı işlerin zorluklarından, neden LÖSEV’i seçtiğine kadar çok sayıda soruya içtenlikle cevap verdi.

1 -LÖSEV nedir, ne için kuruldu, neler yapıyor?

1998 yılında, lösemi canavarıyla mücadele eden çocukların hayatını değiştirmek için yola çıkan LÖSEV, bugün binlerce çocuğa ve ailesine umut olan bir iyilik hareketine dönüştü. O yıllarda lösemi bulaşıcı bir hastalık sanılıyor, bu nedenle çocuklar ve aileleri toplumdan dışlanıyordu. Tedavinin zorluğu, yüksek maliyetler ve toplumsal önyargılar, lösemili çocukların "nasılsa ölecek" düşüncesiyle kaderlerine terk edilmesine yol açıyordu.

Kurucusu Dr. Üstün Ezer sayesinde LÖSEV, bu karanlık algıyı değiştirerek lösemiyle mücadelede bir dönüm noktası yarattı. Çocukların tedavi, eğitim ve barınma gibi tüm temel ihtiyaçlarını karşılamak için sayısız projeyi hayata geçiren LÖSEV, lösemi ve kanser tedavisinde Türkiye’nin öncüsü oldu.

Bugün LÖSEV sadece kanserle mücadele eden bir vakıf değil; çocukların yeniden hayata tutunmasını sağlayan bir umut ışığı, ailelerin yanında olan büyük bir dayanışma hareketidir.

LÖSEV olarak, lösemili ve kanserli çocukların yaşam kalitesini artırmak, umut vermek ve sağlık, eğitim, psikolojik destek gibi her alanda yanlarında olmak için çalışıyoruz. Amacımız, hiçbir hastanın tedavisini maddi imkânsızlıklar nedeniyle yarıda bırakmamasıdır.

Geldiğimiz noktada uzun zamandır LÖSEV, çocuk ve yetişkin Lösemi dahil her türlü kanser ve kan hastasına ve ailelerine maddi ve manevi destek vermektedir.

2-LÖSEV’de görev almaya nasıl karar verdiniz?

Kariyer.net sitesinde LÖSEV’in iş ilanını gördüm.

Bir sivil toplum kuruluşunda personel olarak çalışmak, çok alışkın olduğumuz bir çalışma şekli değil. Insanlara yardım etmeyi seven biri olarak STK’da çalışmayı deneyimlemek istedim ve başvuru yaptım.

Çok mutluyum ki, işe alındım ve tam 6 yılımı tamamladım.
LÖSEV’de çalışmak, bu büyük iyilik haraketinin bir parçası olmak ve insanların hayatına dokunabilmek mutluluk ve gurur verici.

3-Yaptığınız işte sizi en çok zorlayan ve yapmaktan keyif aldığınız şeyler neler?

Kendi adıma şunu söyleyebilirim ki, çocuk ve/veya yetişkin her yeni hasta ile tanışmak işimizin en zor kısmı. Her geçen gün kanserli hasta sayısı artıyor. Kayıtlı olan hastalarımız için en başta moral, motivasyon sağlayacak etkinlikler yapmak, zaman içerisinde onlarla aile gibi olmaktan büyük keyif alıyorum.

4-Vakfın giderlerini nasıl karşılıyorsunuz? Projeleriniz neler?

LÖSEV olarak sadece ve tamamen Türk Halkı’nın bağışları ile hastalarımız ve ailelerine sağlık ve eğitim başta olmak üzere maddi ve manevi destekler veriyoruz. Vakfımızın misyonu, yapılan her bir kuruş bağış, hastalarımıza aktarılır. Gerçekleştirdiğimiz her bir proje, Vakfımızın ve çalışmalarımızın tanıtımına, hastalarımız ile ailelerine kaynak yaratmaya yöneliktir. Gönüllülerimiz, kamu/özel her ölçekte kurum ile ortak projeler düzenleyerek satınalma yapmadan kaynak yaratıyoruz.

Ayrıca LSV Dükkan markamız ile yapılan satışlar ve Multidisipliner hastane olan Lösante Çocuk ve Yetişkin Hastanesi’nde kanser dışında diğer branşlarda tedavi olan hastalardan elde edilen gelirler ile de kaynak yaratıyoruz.
Bu noktada LSV DÜKKAN markamızdan bahsetmek isterim.

Lösemili çocukların tedavi süreçleri devam ederken anneler, çocuklarının hastalıkları nedeniyle yaşadıkları fiziksel ve ruhsal zorluklara ek olarak, toplumun dışlayıcı tutumlarıyla da mücadele etmek zorundaydılar. Bu zorlu sürece bir çözüm olarak, LÖSEV uğraş terapisini geliştirdi.Hastane koridorlarında bekleyen annelere, vakitlerini değerlendirebilmeleri için bir şiş ve biraz yün verildi. Başlangıçta yalnızca zaman geçirmek amacıyla başlayan bu etkinlik, kısa sürede annelerin duygularını dışa vurduğu bir terapi biçimine dönüştü. Anneler ördükleri örgülerle öfkelerini, üzüntülerini ve umutlarını ifade ederken; yaratıcılıklarıyla harika oyuncaklar ve el işi ürünler ortaya çıkarmaya başladılar.

Bir proje olarak doğan Anne Uğraş Atölyeleri, zamanla çok daha büyük bir başarıya imza attı. Bu eşsiz atölye modeli, LSV Dükkan markası altında uluslararası bir sosyal girişime dönüştü — dünyada bir ilk olan bu üretim modeliyle anneler sadece meslek edinmekle kalmadı, aynı zamanda hayatlarına yeni bir başlangıç yapma fırsatı buldular.

5-Sadece çocuklara değil hasta çocukları olan ailelere dair de yaptığınız işler ve etkinlikler var mı? Varsa bunlar neler?

Kanser hastası çocuklarımızın annelerini Vefakar Anneler, babalarını da Fedakar Babalar olarak adlandırıyoruz. Lösemiyle Yoculuk projemiz kapsamında annelere ve babalara verdiğimiz eğitimler ile bu zor sürecin psikolojisini doğru yönetmek, hukuki prosedürler, beslenme konularında bilinçlendiriyoruz. Kahvaltılar düzenliyor, spor ve eğlence temelli organizasyonlarla annelerimiz ve babalarımız için çocukları ile birlikte paylaşacakları güzel anılar biriktirmelerini sağlıyoruz. Şenlik, konser vb. etkinlikler ile hep birlikte keyifli zamanlar geçiyoruz.

6-LÖSEV’in bir koleji ve hastanesi de var. Bu müesseseler hakkında bilgiler verebilir misiniz?

“Eğitimsiz bir gelecek söz konusu olamaz” diyen LÖSEV, 24 Eylül 2002’de Lösemili Çocuklar Okulu’nu hayata geçirdi. Hijyenik sınıfları, kütüphanesi ve hobi odalarıyla bu okul, lösemili çocuklar için eğitimin yeni adresi oldu. Dökülen saçları ve maske takma zorunluluğu nedeniyle yaşıtları tarafından sık sık akran zorbalığına maruz kalan çocuklar için, Lösemili Çocuklar Okulu bir umut kapısı anlamına geldi.
Kendileriyle aynı kaderi paylaşan arkadaşlarıyla bir araya gelen çocuklar, travma yaşamadan ve özgüvenlerini kaybetmeden eğitim alabilecekleri güvenli bir ortamda öğrenim görmeye başladılar. Uzun tedavi süreçleri nedeniyle eğitimlerine ara vermek zorunda kalan çocukların, kaldıkları yerden devam edebilmeleri için Özel LSV Eğitim Kurumları kuruldu. Kolej standartlarında ve tamamen ücretsiz eğitim hizmeti sunan LSV Eğitim Kurumları, güçlü akademik kadrosu ve çağdaş eğitim yaklaşımıyla topluma faydalı, özgüveni yüksek bireylerin yetişmesine katkı sağlamaktadır.
Çocuklar tamamen doğal gıdalarla beslenerek, sağlık ve sevgi dolu bir iyileşme süreci yaşıyor.

LÖSEV’in “Bir Tuğla da Sen Koy” çağrısıyla, tamamen halkın desteğiyle tuğla tuğla inşa edilenAvrupa’nın ilk Onkoloji Kenti ve LÖSANTE Çocuk ve Yetişkin Hastanesi, binlerce lösemi ve kanser hastasına umut oldu. Multidisipliner bir yapıya sahip bu hastane; son teknoloji tıbbi cihazları, ileri tetkik yöntemleri, gıda analiz laboratuvarlarını, ameliyathaneleri ve kanser araştırma merkezini bünyesinde barındırıyor. LÖSANTE’de, lösemili ve kanserli çocukların pijamasından altı öğünlük yemeklerine, kan ve trombosit ihtiyaçlarından yurt dışından temin edilen akıllı ilaçlarına kadar her şey tamamen ücretsiz karşılanmaktadır. Bugün LÖSANTE Hastanesi, %94’lük tedavi başarısını %100’e çıkarma hedefiyle, Türk halkının el birliğiyle inşa ettiği en büyük eserlerden biri olarak yaşam vermeye devam etmektedir.

7-Antalya’da tanı konan kaç çocuk var?

LÖSEV Antalya olarak, Antalya, Burdur ve Isparta illerinden sorumluyuz. 3 ilimizde toplam 4.500 den fazla kayıtlı hastamız bulunmakta. Tabi bu sayıya çocuk ve yetişkin her türlü kanser ve kan hastası dahil. 4500 hastamızın yaklaşık 800’ü kayıtlı çocuk hastamız.

8-LÖSEV’in ismini kullanarak çıkar amaçlı fiillerde bulunanlar oluyor mu? Varsa bunlarla nasıl mücadele ediyorsunuz?

LÖSEV; Türkiye Güven İtibar Endeksine göre ülkemizin en güvenilir 10 markasından biri. Bu noktada da maalesef Vakfımızın adını kullanarak dolandırıcılık olarak adlandırdığımız fiilerde bulunan insanlar söz konusu. Dolandırıcılara karşı halkımızı bilinçlendirmek adına kamuoyu saha çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Dolandırıcılık afişlerimizi, her noktada konumlandırıyor ve saha da her bir kişiye, esnafa bu konuda bilgilendirmeler yapıyoruz.

Ve elbette Sizlerin desteği de bizim için, çok önemli. Basın sayesinde bilinçlendirme çalışmalarımızı derinleştiriyoruz.

9-Antalya’da vatandaşın veya kamunun vakfınıza olan desteğinden memnun musunuz? Bu noktada talepleriniz var mı?

Antalya’da vatandaşların, kamu/özel her çeşit kurumdan ciddi destekler alıyoruz. Vakfımıza karşı olan hassasiyetleri paha biçilemez. Ancak şunu belirtmek isterim ki, Antalya ciddi kanser göçü alan bir şehir ve LÖSEV Antalya olarak biz de, hastane, okul, çocukların güzel vakit geçirmeleri ve şehir dışından tedavi amaçla gelen hastalar ile ailelerine barınma imkanı sağlayacak olan bir köy kurmak istiyoruz.

Kaynak: ANTALYA EKSPRES GAZETESİ