Toros Dağları’nın güney yamaçlarında doğal olarak yetişen menengiç, Akdeniz ikliminin en karakteristik ağaçlarından biri. Meyveleri yaz sonunda yeşilken, kasım ayında mora ve koyu laciverte dönüyor. Bu dönemde olgunlaşan menengiçler, doğaya reçinemsi, odunsu bir koku yayıyor. Bu koku, Kumluca’nın dağlık köylerinde sonbaharın geldiğinin en belirgin işareti sayılıyor.
Halk arasında “yabani fıstık” olarak da bilinen menengiç, yüzyıllardır hem gıda hem de sağlık amaçlı kullanılıyor. En bilinen haliyle kavrulup öğütülerek yapılan menengiç kahvesi, özellikle Güney Anadolu’da sofraların vazgeçilmezi. Kahvenin sütle birleştiğinde verdiği benzersiz aroma, doğanın sunduğu sade lezzetlerin başında geliyor. Ayrıca menengiç yağı, cilt bakımından solunum rahatsızlıklarına kadar pek çok alanda doğal bir şifa kaynağı olarak değerlendiriliyor.
Menengiç ağacı, yalnızca meyvesiyle değil, dayanıklı yapısıyla da doğaya tutunmanın simgesi. Kuraklığa ve rüzgâra dirençli yapısı sayesinde Toroslar’ın taşlık arazilerinde dahi kendine yaşam alanı bulabiliyor
Kumluca’nın sonbahar manzaralarında, mor taneleriyle dikkat çeken menengiçler, doğanın döngüsünü en güzel haliyle hatırlatıyor. Yürüyüş rotalarına renk, havaya koku, sofralara lezzet katıyor.
