Göğün mavisinin, dağların yeşilinin kucaklaştığı Elmalı’da, 1030 metre yükseklikte bir masal gibi güzel bir göl anlatılıyor yıllardır. O masalın kahramanı, Avlan Gölü... Göl, sularında gizlediği zenginlikleriyle adeta bir mücevher gibi parlıyor.
DÜŞÜK YAĞIŞLARIN GÖLE YANSIMASI
Kuraklığın nefes aldığı yıllarda, Avlan Gölü susuzluğa direniyor. Yağmurların düştüğü zamanlarda, göl uyanıyor ve öyküsünü anlatmaya devam ediyor. Bu karstik göl, 569 farklı bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Onun sularında yükselen 108 endemik bitki, bu kutsal coğrafyaya özgü bir hazine gibi yayılıyor.

Kuş cıvıltılarının gökyüzünü doldurduğu günlerde, 157 kuş türü gölü ziyaret ediyor. Kanatları, özgürlüğe açılırken Avlan Gölü'nün sularında yankılanan bir melodi oluşturuyor. Sazan balıkları ise gölün derinliklerinde yaşamın ritmini tutuyor.
GÖLÜN SOLGUN GÜNLERİ
Göl, kuraklıkla sınandığı zamanlarda, tabanında çobanların çadırları beliriyor. Sürüler, gölün kuru kıyılarına serbestçe yayılıyor. Çobanların düdük sesleri, kuruyan gölün sessizliğine karışıyor. Ancak bu kuraklık sadece doğanın dengesini değil, insanların yaşamını da tehdit ediyor.
1970 yılında kurutulma kararı alınan göl, insan eliyle susuz bırakılmış ancak bu kararın doğaya verdiği zararla göl, adeta ölüme terk edilmiş gibi çırpınmaya başlamıştır. Alınan kararın verdiği zarar yıllar içinde anlaşılmış ve 2001 yılında gölün çırpınışlarına son verilmiş, halkın da direnişiyle gölde yeniden su tutma çalışmaları yapılmış ve göl yeniden hayat bulmaya başlamıştır.

Göl, kuruma tehdidi altında olduğunda, bazı araştırmalar yağışsız günleri suçluyor ancak diğer bir bakış açısına göre, gölün çevresinde yapılan sondajlar da suyun kaçmasına neden olabiliyor.
Antalya'nın Elmalı ilçesindeki Avlan Gölü, bir zamanlar susuzluğa mahkum edilmiş fakat doğanın direnci ve insanın vicdanıyla tekrar hayata dönmüş bir destan gibidir. Göl, kendi hikayesini anlatmaya devam ederken onun sesi doğanın ve insanın uyum içinde yaşama mücadelesini gösteriyor yıllardır. Haber/Erendiz ÖZKURT





