Bilimi ve bilim insanlarını toplumla buluşturmayı amaçlayan Akdeniz Üniversitesi Bilim Kafe etkinlikleri devam ediyor. Bu kapsamda düzenlenen son etkinlikte, iklim krizinin çevresel olduğu kadar ekonomik, toplumsal ve siyasal boyutları da tartışıldı.

Whatsapp Image 2025 12 13 At 19.58.40
UZMAN İSİMLER İKLİM KRİZİNİ ANLATTI
Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Memduh Sami Taner’in moderatörlüğünde gerçekleşen programda, Doç. Dr. Ceren Uysal Oğuz, Doç. Dr. Güray Doğan ve Doç. Dr. Senem Atvur iklim bilimine dair soruları yanıtladı. Etkinlikte, iklim değişikliğinin bilimsel veriler ışığında değerlendirilmesi ve toplumsal farkındalığın artırılması hedeflendi.

Whatsapp Image 2025 12 13 At 19.59.38
“BİLGİYE ULAŞMAK KOLAY, DOĞRU BİLGİYE ULAŞMAK ZOR”
Etkinliğin açılışında konuşan Prof. Dr. Memduh Sami Taner, üniversitelerde üretilen bilginin halkın anlayabileceği bir dille aktarılmasının önemine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Teknoloji çağında bilgiye ulaşmak çok kolay. Ancak ulaştığınız bilginin doğru, etik ve uzmanlar tarafından onaylanmış olması çok önemli. Biz burada bilgiyi, bilgiyi üreten insanlardan alıyoruz.”
Prof. Taner, iklimlerdeki değişimin ne zaman ve nasıl başladığını konuk akademisyenlere sordu.

Whatsapp Image 2025 12 13 At 19.58.57
“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ SANAYİ DEVRİMİ SONRASI HIZLANDI”
İklim değişikliğinin tarihsel sürecine değinen Doç. Dr. Güray Doğan, sanayi devrimi sonrası fosil yakıt kullanımının hızla arttığını belirterek, atmosferdeki karbondioksit oranındaki yükselişe dikkat çekti.
Doğan, iklim değişikliğinin tanımına ilişkin şunları söyledi:
“Eskiden canlıların adapte olamayacağı değişime iklim değişikliği denirdi. Son yıllarda ise 30 yıllık süreçte görülen sıra dışı olaylar iklim değişikliği olarak tanımlanıyor. Ancak bu tanımı yalnızca 30 yılla sınırlandırmak doğru değil.”
Yağış rejimlerindeki düzensizlikler, buzulların erimesi ve atmosferdeki sera gazı artışının iklim değişikliğinin temel göstergeleri olduğunu vurguladı.

Sa3
“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ARTIK BİR KRİZDİR”
Doç. Dr. Ceren Uysal Oğuz, iklim değişikliğinin artık yalnızca çevresel bir sorun olmadığını, çok boyutlu bir kriz haline geldiğini belirtti.
Oğuz, insan faaliyetlerinin krizin temel nedeni olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
“Sanayi, endüstriyel tarım ve hayvancılık, ormansızlaşma, hızlı kentleşme ve betonlaşma geri döndürülemez sonuçlar doğuruyor. Bu kriz tarımı doğrudan etkiliyor ve gıda krizlerini konuşmak zorundayız.”
Antalya özelinde yaşanan aşırı hava olaylarına dikkat çeken Oğuz, bir ilçede kuraklık yaşanırken başka bir bölgede hortum görülebildiğini belirtti. Yerel yönetimler ve kurumlar arasında ortak bir yol haritası oluşturulması gerektiğini vurguladı.

San-7
“SU, İKLİM KRİZİNİN EN KRİTİK UNSURU”
Doç. Dr. Senem Atvur ise iklim krizinin insan hayatını doğrudan etkilemeye başladığı 1990’lı yıllardan itibaren daha fazla gündeme geldiğini söyledi.
Atvur, bilim insanlarının 1950’li ve 60’lı yıllardan itibaren uyarılarda bulunduğunu ancak karar alıcıların bu uyarıları yeterince dikkate almadığını ifade etti.
“Su yaşamın temelidir. Gıda, sağlık, sanayi ve yaşam için suya ihtiyacımız var. İklim krizine bağlı kuraklık her alanı etkiliyor.”

San2
“DOĞANIN BİZE İHTİYACI YOK, BİZİM DOĞAYA İHTİYACIMIZ VAR”
Etkinlik, katılımcıların soruları ve bireysel olarak yapılabilecekler üzerine yapılan değerlendirmelerle sona erdi. Kapanışta konuşan Doç. Dr. Senem Atvur, doğa ile insan arasındaki ilişkiye dikkat çekerek şu sözlerle etkinliği tamamladı:
“Doğanın bize ihtiyacı yok, bizim doğaya ihtiyacımız var. Doğaya verdiğimiz her zarar, dönüp dolaşıp kendi hayatımıza ve geleceğimize zarar veriyor.”

Muhabir: Özlem Soydan