Dünyada ve Türkiye’de ekolojik sorunlar giderek daha karmaşık hale gelirken, bu sorunlara yönelik çözümler de yeni bir bakış açısı gerektiriyor. Ekoloji Uzmanı Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, küresel iklim değişikliği ve orman yangınları gibi çevresel krizlerin ancak "değişimin giderek artan hızı" dikkate alınarak anlaşılabileceğini söyledi. Neyişçi, “Değişim yeni bir şey değil. Mesele artık değişimin kendisi değil, hızı. Bu hız üstsel şekilde artıyor ve çözüm üretme biçimlerimizi kökten değiştirmemizi gerektiriyor” dedi
1970 BİR KIRILMA NOKTASIYDI
1970 yılının, insanlığın doğaya bakışında ve düşünsel paradigmasında büyük bir kırılma yarattığını hatırlatan Prof. Dr. Neyişçi, o tarihten itibaren indirgemeci, tek boyutlu yaklaşımların yerini bütüncül ve ilişkisel düşünme biçimlerine bıraktığını belirtti. Neyişçi, “Eskiden doğaya hükmedebileceğimizi sanıyorduk. Artık doğanın bir parçası olduğumuzu kabul ediyoruz” dedi. Orman yangınlarına yaklaşımda da bu zihinsel değişimin önemli olduğunu vurgulayan Neyişçi, gelişmiş ülkelerin 1970’lerden itibaren yangınla savaş stratejilerinden orman yangınları yönetimi stratejilerine geçtiklerini ifade etti. Türkiye’nin hâlâ yangınları en kısa sürede söndürmeye odaklanan ‘tek boyutlu’ anlayışı sürdürdüğüne dikkat çeken Neyişçi, bunun artık yetersiz kaldığını belirtti.

YENİ VERİ DÜNYASINDA ESKİ ÇÖZÜMLER İŞE YARAMAZ
Artan veri miktarına da dikkat çeken Neyişçi, geçmişte bir hekimin muayene ile teşhis koyabildiğini, bugün ise aynı karar için yüzlerce parametrenin kullanıldığını hatırlattı. Bu durumun çevresel krizler için de geçerli olduğunu vurgulayan Neyişçi, “Orman yangınlarını ya da iklim değişikliğini üç veriye bakarak çözemezsiniz. Çok daha fazla, nitelikli ve ilişkilendirilmiş veriye ihtiyacımız var” dedi. Kırsal yaşamın ve orman köylüsünün de değiştiğini söyleyen Prof. Dr.Neyişçi, “Eski ormanlar yok, eski köyler yok. Kentli köye, köylü kente karıştı. Bugünün sorunlarını geçmişin kavramlarıyla çözmeye çalışmak nostaljiden başka bir şey değildir” dedi.




