Toz halinde sunulan bu özel yeşil çay, gölgede yetiştirilen çay yapraklarının öğütülmesiyle elde edilir. Bu sayede sadece demlenen çayın suyu değil, yaprakların tamamı tüketilmiş olur. Bu da çayı besin değeri açısından oldukça zengin kılar. Faydaları saymakla bitmiyor.
Matcha çayının en bilinen özelliklerinden biri yüksek antioksidan içeriğidir. Düzenli tüketimi bağışıklık sistemini destekleyebilir, yaşlanma etkilerini geciktirebilir ve genel sağlığı olumlu yönde etkileyebilir.
İçeriğindeki doğal kafein ve L-theanine adlı amino asit kombinasyonu, zihinsel berraklık ve odaklanmayı artırır. Bu nedenle matcha, kahveye alternatif olarak tercih edilen bir enerji kaynağıdır. Özellikle yoğun çalışma dönemlerinde ya da sınav hazırlıklarında tercih edilebilir.
Aynı zamanda metabolizmayı hızlandırıcı etkisiyle de bilinir, bu yönüyle zayıflamaya çalışanlar için destekleyici olabilir.
Sosyal medyada #matcha etiketiyle milyonlarca içerik paylaşılırken, estetik sunumlar, köpüklü latte’ler ve yeşilin canlı tonları bu içeceği bir ‘yaşam tarzı simgesi’ne dönüştürdü. TikTok ve Instagram’da paylaşılan matcha tarifleri, minimalist fincanlar ve bambu karıştırıcılar, bu içeceğin sadece sağlık değil, stil açısından da tercih edildiğini gösteriyor.
Kafe menülerinde de matcha fırtınası esiyor. Ünlü kafe zincirlerin yanı sıra yerel butik kafelerde de menülerde yerini almaya başladı. Sıcak ya da soğuk tüketilen içeceğin yazın gelmesiyle birlikte çilekle yapılan tarifleri dikkat çekmeye başladı. Toz halindeki bu çay sadece içeceklerde de kullanılmıyor. Kek kurabiye gibi tatlılarda, dondurma ve çikolatalar da bile dikkatleri üzerine çekmeyi başarmış durumda.
Her ne kadar doğal ve faydalı bir içecek olsa da, matcha çayının da ölçülü tüketilmesi önerilir.





