Haymana’nın bilinen tarihi, M.Ö. 1200’lü yıllara kadar uzanıyor. Bölgede yapılan arkeolojik kazılarda Frigler dönemine ait bulgulara rastlanırken, Lidya, Pers, Roma ve Bizans dönemlerinden kalan çeşitli kalıntılar da ilçenin çok katmanlı tarihini gözler önüne seriyor. Osmanlı döneminde bir yerleşim merkezi olarak varlığını sürdüren Haymana, özellikle Anadolu’nun Türkleşmesi sürecinde Oğuz boylarının yurt edindiği önemli bölgelerden biri olarak kayıtlara geçiyor.
Haymana, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecinde de önemli bir görev üstlendi. Sakarya Meydan Muharebesi sırasında cephe gerisinde yer alan ilçe, hem lojistik hem de askeri anlamda stratejik bir üs olarak kullanıldı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün direktifleriyle cepheye yakın konumda tutulan Haymana’da, birçok köy ve mevki savaşın izlerini taşıdı. Bugün ilçede bulunan Mangaltepe Şehitliği, o dönem yaşanan kahramanlıkların somut bir göstergesi. Tarihi kadar doğal kaynaklarıyla da bilinen Haymana, termal turizmde Türkiye’nin önde gelen merkezlerinden biri olma yolunda ilerliyor. İçeriğinde 45 derecenin üzerinde sıcaklığa sahip, yüksek mineralli sular barındıran Haymana kaplıcaları, romatizmal hastalıklardan cilt rahatsızlıklarına, kas ve eklem ağrılarından metabolik sorunlara kadar birçok sağlık problemine iyi geliyor
PEKİ, HAYMANA İSMİ NEREDEN GELİYOR?
İlçenin isminin kökenine dair farklı görüşler bulunsa da genel kanı bu ismin ‘haymane’ ya da ‘hayme’ sözcüklerinden türediği yönünde. Arapça kökenli olan ‘haymane’ kelimesi, ‘çadır kurulan yer’, ‘yaylak’ ya da ‘barınılan açık alan’ anlamlarına geliyor. Bu tanım, Haymana’nın tarih boyunca konar-göçer Türkmen boyları için bir yerleşim alanı olmasıyla da örtüşüyor. Bir diğer güçlü görüş ise, Haymana isminin Türkçedeki ‘hayme ana’ ifadesinden geldiği yönünde. Bu görüşe göre, ‘Hayme Ana’, Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’nin büyükannesi olan ve Türk boylarının manevi önderlerinden biri olarak kabul edilen Hayme Ana’dan izler taşıyor olabilir. Bazı tarihçiler, Haymana yöresine gelen Oğuz-Türkmen topluluklarının bu ismi ona atfen verdiğini değerlendiriyor.




