Ulusal Hayvan Hakları Birliği adına Antalya’da Attalos Pati Gönüllüleri tarafından düzenlenen eylemde aktivistler, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nün bir kutlama değil, hayvanlara yönelik zulmün ve ihmalin sembolü haline geldiğini ifade etti. Eylemde söz alan Eda Zorluoğulları, mevcut yasaların hayvanları korumak yerine ölüme mahkûm ettiğini belirterek “Bu tarih kara bir anmadır; kanın, vahşetin, zulmün simgesidir” dedi. Zorluoğulları, ‘doğal yaşam alanı’ adı altında oluşturulan yerlerin aslında hayvanlar için ‘doğal cehennem alanları’na dönüştüğünü vurguladı.

‘4 EKİM KUTLAMA DEĞİLDİR’

Eda Zorluoğulları, 4 Ekim’in onlar için kutlama anlamına gelmediğini söyleyerek “Bu tarih kara bir anmadır; kanın, vahşetin, zulmün simgesidir” ifadelerini kullandı. Zorluoğulları, yasalaşan düzenlemelerin ve sonrasında İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan genelgelerin hayvanların yaşamına yönelik ağır sonuçlar doğurduğunu, bunun pratikte ölüm ve sürgün politikalarına yol açtığını savundu.
Whatsapp Görsel 2025 10 05 Saat 17.30.04 Fb5E35D1

DOĞAL YAŞAM ADI ALTINDAKİ UYGULAMALAR ELEŞTİRİLİYOR

Konuşmada ‘doğal yaşam alanı’ adıyla uygulanan projelerin, gerçekte binlerce hayvanın kötü koşullarda bırakıldığı ve öldürüldüğü yerler haline geldiği iddia edildi. Katılımcılar, bu alanlarda köpeklerin kasten aç ve susuz bırakıldığı, fiziksel işkenceye maruz kaldığı ve ölüm çukurlarına atıldığı yönünde ciddi suçlamalar yöneltti. Zorluoğulları, bu uygulamaları ‘doğal cehennem’ olarak nitelendirdi.

TARIM BAKANLIĞI VE DOĞA KORUMA ELEŞTİRİSİ

Eylemde yetkililere yönelik sert uyarılar da yapıldı. Zorluoğulları, belediyelere uzun yıllardır gerekli barınak altyapısının kurdurulamadığını ve kapsamlı kısırlaştırma programlarının uygulanamadığını belirterek, “20 yıldır masalarınızdan kalkmadınız, görevlerinizi yapmadınız” dedi. Ayrıca İl Hayvanları Koruma Kurulları’nın sekretaryasını üstlenen kurumların, uygulamalarla hayvanların öldürülmesini kolaylaştırdığını iddia etti.

TARİHSEL BENZEŞMELER VE UYARI

Konuşmada 1910’daki Hayırsızada vakasına atıf yapılarak tarihin tekerrür ettiği belirtildi. 1910’da İstanbul’da binlerce köpeğin terk edilerek ölüme bırakılmasıyla günümüz uygulamaları arasında paralellik olduğu iddia edildi. Zorluoğulları, bu pratiğin bugünkü uygulamalarla devam ettiğini savunarak sorumluların tarihte nasıl kınandığı örneğini hatırlattı.

MÜCADELE VE HESAP SORMA SÖZÜ

Zorluoğulları, barınak adı altında işletilen merkezlerin kapatılmasını, ‘doğal yaşam’ adıyla sürdürülen uygulamaların sonlandırılmasını ve kısırlaştırma gibi bilimsel-temelli politikaların uygulanmasını talep etti. Sözlerini “Hayvanlar için adalet sağlanana dek mücadelemiz sürecek” cümlesiyle bitirdi ve uygulamaların sorumlularının tarih tarafından yargılanacağını vurguladı.

Muhabir: YUSUF ÖZTÜRK