İMO’nun yaptığı açıklamaya göre, müzenin deprem performans analizine ilişkin resmi bir rapor bugüne kadar kamuoyuyla paylaşılmadı. Yetkililerle yapılan görüşmelerde, raporun ve özellikle zemin etüt raporlarının kısa sürede iletileceği sözü verilmesine rağmen, aradan geçen yaklaşık bir haftalık süre zarfında herhangi bir belge iletilmedi.
‘RAPORU SONRADAN OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYORLAR’
Akdoğan, müze binasında çeşitli laboratuvar çalışmaları dahil olmak üzere bazı teknik işlemlerin yürütüldüğü söyleyerek,” Bu durum, gerçekte mevcut olmayan bir deprem performans analiz raporunun, kamuoyu tepkisi sonrası geriye dönük olarak oluşturulmaya çalışıldığı izlenimini vermektedir” vurgusunu yaptı.

‘13 BİN METREKARELİK YAPININ YERİNE 18 BİN METREKARELİK BİNA’
Yıkımın gerekçeleri arasında yalnızca yapının depreme dayanıksızlığı değil, mevcut müzenin depolama alanının yetersiz olduğu da gösterildi. Ancak İMO’nun açıklamasına göre, mevcut müze 13 bin metrekare iken, yeni binanın 18 bin metrekare olacağı ifade ediliyor. Yani sadece 5 bin metrekarelik alan artışı için yaklaşık 2,5 milyar TL kamu kaynağı ayrıldığı vurgulandı.
‘2000 SONRASI YAPILAN 4 BİN 5 YÜZ METREKARELİK BÖLÜM DE YIKILIYOR’
Akdoğan, bu yeni proje kapsamında, müzeye 2000’li yıllarda eklenen 4 bin 5 yüz metrekarelik bölümün de yıkılacağının altını çizerek, bu bölümün yeniden inşasının günümüzde yaklaşık 180 milyon TL’ye mal olacağını hatırlattı. Açıklamada, bu yıkımın kamuya ilave zarar anlamına geldiği ve kamu zararı riskini artırdığı vurgulandı.

‘YIKMAK YERİNE GÜÇLENDİRMEK MÜMKÜN VE DAHA UCUZ’
Akdoğan, müzenin mevcut haliyle çok daha düşük maliyetle güçlendirilmesinin mümkün olduğunu belirterek, yapının sadece barındırdığı eserlerle değil, mimari kimliği ve kentin belleğindeki yeriyle de korunması gerektiğini ifade etti.
Akdoğan başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere tüm yetkililere seslenerek, “Ortak akıl ile bilimsel veriler ışığında, tasarruf ilkelerini gözeterek; 2,5 milyar TL’lik kamu kaynağı mevcut müze binası korunarak, yeni bir müzenin farklı ve uygun bir alanda inşa edilmesi için kullanılmalıdır. Bu yaklaşım hem tarihi yapıyı koruyacak, hem de Antalya’ya nitelikli yeni bir müze kazandıracaktır” dedi.





