Moderatörlüğünü Emin Altıner’in üstlendiği söyleşide, Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, araştırmacı Giray Ercenk ve tarihçi-yazar Boran Eser Kavaz Kaleiçi’nin tarihini, kültürünü ve kentin kimliğindeki yerini anlattı.
Etkinlik, Emin Altıner’in hazırladığı “Kaleiçi’nde Çocukluğum” adlı duygusal video gösterimiyle başladı. Altıner, 18 yıl Kaleiçi’nde yaşadığını belirterek, “Bu videoda sadece benim hikâyem yok, hepimizden bir parça var. Çünkü o günlerde her sokağın bir hikâyesi, her hikâyenin içinde komşuluk, paylaşım vardı. Kaleiçi’ne farklı bir perspektiften bakmak istedim” dedi.
‘KALEİÇİ BU ŞEHRİN KALBİDİR’
Söyleşide, “Kaleiçi neden Antalya’nın kalbi?” sorusuna konuşmacılar kendi bakış açılarıyla yanıt verdi.
Giray Ercenk, Antalya’nın kuruluşuna değinerek şunları söyledi: “Side limanı alınamadığı için kent Antalya’da kuruluyor. Antalya’nın önemini anlamak için arkasındaki üretim havzasına bakmak gerekir. Antalya limanı kum tutmaz, su kaynakları zengindir ve üretim bölgelerine ulaşım açısından stratejik bir konumdadır. Kaleiçi yüzyıllardır bu bölgenin kalbi olmuştur ve olmaya da devam edecektir.”
Prof. Dr. Tuncay Neyişçi ise Kaleiçi’ni anlamak için Anadolu’yu, Antalya’yı anlamak gerektiğini vurguladı:
“Antalya, insan yerleşimi açısından son derece köklü bir geçmişe sahiptir. Yaklaşık 40 kilometre uzağımızda, insana ait izlerin 500 bin yıl öncesine gittiği Karain Mağarası var. Bu topraklarda binlerce yıldır yaşam sürüyorsa, burası elbette bir kalptir. Bugün Antalya’nın nüfusu 2 milyon civarında, tıpkı 1800 yıl önce olduğu gibi. İnsanlar bu coğrafyayı hep seçmiş.”
Tarihçi-yazar Boran Eser Kavaz da Mustafa Kemal Atatürk’ün Antalya’ya verdiği önemi hatırlattı: “Atatürk, İtalyanlara siyasal, askeri ve ulusal anlamda üç cevap verir. Ulusal cevabı ise Antalya’dadır. Bir toplantıda 1000 dönüm yerin fiyatını sorar. ‘Paşam neden sordunuz?’ denildiğinde, ‘Meclisin kış mesaisini burada yaptırmak istiyorum’ der. Yani Antalya’yı kışlık başkent olarak düşündüğünü ifade eder. Burası sadece Antalya’nın değil, Atatürk’ün de kalbinin attığı yerdir.”
Söyleşi, Kaleiçi’nin güncel durumu ve korunmasına ilişkin görüş alışverişiyle sona erdi.