Muş’un doğusunda yer alan Malazgirt ilçesi, yalnızca bir savaşın yaşandığı toprak değil, binlerce yıllık tarih boyunca medeniyetlerin uğrak noktası olmuş stratejik bir yerleşim. İlçenin geçmişi, MÖ 2000’li yıllara kadar uzanıyor. Bölgede yapılan arkeolojik kazılar, Malazgirt’in Urartular döneminden itibaren yerleşim gördüğünü gösteriyor. Tarih sahnesinde ‘Melazgertia’ adıyla ilk kez Roma kaynaklarında anılan Malazgirt, Roma İmparatorluğu'nun doğu sınırında önemli bir kale-şehir olarak konumlandı. 4. yüzyıldan itibaren Bizans İmparatorluğu’nun kontrolüne geçen bölge, uzun süre doğudaki İslam devletleriyle Bizans arasında sınır hattı oldu.

7. yüzyılda İslam ordularının Anadolu’ya yönelik seferleriyle birlikte Malazgirt, Emevîlerin ve daha sonra Abbâsîlerin eline geçti. Bu dönemde ‘Serhad şehri’ olarak bilinen ilçe, İslam-Bizans çatışmalarının kilit noktası haline geldi. 10. yüzyılın sonlarına doğru tekrar Bizans hâkimiyetine geçen Malazgirt, bu kez Türk akınlarına sahne oldu. Malazgirt’in dünya tarihi açısından en önemli anı, 26 Ağustos 1071 tarihinde yaşandı. Büyük Selçuklu Sultanı Alp Arslan’ın ordusu ile Bizans İmparatoru IV. Romanos Diogenes komutasındaki Bizans ordusu, Malazgirt Ovası’nda karşı karşıya geldi. Selçuklu ordusunun taktik üstünlüğüyle kazandığı bu zafer, sadece Bizans’ı sarsmakla kalmadı, Anadolu’yu Türk milletine uzun vadeli bir yurt haline getiren sürecin başlangıcı oldu.

Malazgirt Zaferi'nin ardından bölgede Selçuklu yerleşimleri hız kazandı. İlçe, Selçuklular döneminde bir idari merkez ve ticaret yolu üzerinde güvenlik noktası olarak gelişimini sürdürdü. Anadolu Selçukluları’nın ardından sırasıyla İlhanlılar, Karakoyunlular, Akkoyunlular ve nihayetinde Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine giren Malazgirt, tarih boyunca jeopolitik önemini korudu. 1514 yılında Çaldıran Savaşı sonrasında Osmanlı topraklarına katılan Malazgirt, Doğu Anadolu’daki sınır sancaklarından biri olarak idarî yapıya dâhil edildi. Osmanlı döneminde Malazgirt’te ziraat, hayvancılık ve sınırlı ölçekte ticaret gelişti. Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte 1927’de ilçe statüsü kazanan Malazgirt, Muş iline bağlı bir yerleşim birimi olarak yeniden yapılandırıldı.

PEKİ, MALAZGİRT İSMİ NEREDEN GELİYOR?

Malazgirt isminin kökenine dair farklı tarihî ve dilsel kaynaklar çeşitli açıklamalar sunuyor. Yaygın görüşe göre, bu isim Roma ve Ermeni kaynaklarında geçen ‘Manzikert’ (veya ‘Melazgertia’) adından türemiştir. Bu adın ilk kısmı olan ‘Manzi’ ya da ‘Melaz’, büyük olasılıkla dönemin yerel idarecilerinden birine veya bir kabileye işaret ederken; ‘kert’ (ya da ‘kirt’) ise Ermenice’de ‘kale’ veya ‘şehir’ anlamına geliyor. Bu yapıya göre, ‘Manzikert’ ismi ‘Manzi'nin şehri’ veya ‘Melaz’ın kalesi’ anlamına geliyor. Zamanla bölgenin önce Müslüman Araplar, ardından da Türkler tarafından fethedilmesiyle, bu ad halk dilinde değişime uğradı. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde sözlü kullanımla birlikte ‘Manzikert’, Türkçeleşerek ‘Malazgirt’ formuna evrildi.

Bazı araştırmacılar ise ismin ‘Malikzîr’ (büyük malikâne) ya da ‘Malaz-Kert’ (barınak/kale) gibi Farsça ve Orta Asya Türkçesi etkili anlamlara da dayandırılabileceğini öne sürüyor ancak akademik çevrelerde en güçlü kabul gören teori, ismin Roma-Ermeni kaynaklı ‘Manzikert’ ifadesinden türediği ve Türkçeleşme süreciyle bugünkü halini aldığı yönünde

Muhabir: YUSUF ÖZTÜRK