AYDIN'IN doğusunda yer alan Nazilli, verimli toprakları, tarihi dokusu ve kültürel zenginlikleri ile dikkat çeken ilçelerden biri. İlçe kuzeyinde Bozdağlar, güneyinde Büyük Menderes Ovası, doğuda Kuyucak ve batıda Söke ile çevrili. Zeytin ve incir üretimi, geleneksel el sanatları ve tarihİ dokusu ile Nazilli, hem ekonomik hem de kültürel açıdan bölgenin önemli merkezlerinden biri oldu. Yapılan arkeolojik araştırmalar, bölgenin Antik Çağ’dan itibaren çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yaptığını ortaya koyuyor. Peki, bu köklü ilçeye 'Nazilli' adı nasıl verildi ve kökeni ne?
EN ESKİ KAYNAKLAR VE TARİHİ İPUÇLARI
Nazilli’nin yerleşim alanı, tarih boyunca farklı uygarlıkların etkisi altında kaldı. Roma ve Bizans dönemine ait kalıntılar, ilçenin stratejik ve kültürel açıdan önemli bir yerleşim olduğunu gösteriyor Tarihçiler, bölgedeki yerleşimlerin isimlerinin, zamanla bölgedeki halkın sosyal ve kültürel özelliklerinden etkilendiğini belirtiyor.
TARİHİ KÖKLER: NAZLU OYMAĞI
Nazilli Belediyesi’nin resmi bilgilerinde, ilçenin adının 'Nazlu Oymağı' adlı bir Türk boyundan geldiği öne sürülüyor. Rivayete göre, oymağın mensupları bölgeye yerleşti ve buraya 'Nazlu' adını verdi. Zamanla bu ad, bugünkü hali olan Nazilli olarak kullanılmaya başlandı.
KADINLARIN NAZLI TAVRI
Tarihi kaynaklarda ve halk anlatılarında, ilçedeki kadınların güzelliği ve nazlı tavırları, adın kökeniyle ilişkilendiriliyor. 17. yüzyıl gezgini Evliya Çelebi, Nazilli’yi ziyaretinde kadınların alımlı ve nazlı oluşunu aktardı ve bu nedenle yerleşimin Nazilli olarak anıldığını dile getirdi.
ROMANTİK BİR RİVAYET
Osmanlı dönemine dayanan bir diğer anlatıya göre, Aydın sancak beyininin oğlu, eski adıyla Pazarköy’de yaşayan bir kıza aşık oldu. Babasının red cevabı üzerine genç adam, kasabayı 'Nazlı İli' yani 'Nazlı’nın yeri' olarak adlandırdı; zamanla bu isim Nazilli halini aldı.
KESİN BİLGİ YOK, RİVAYETLER ÇOK
Resmi kaynaklar ve tarihçiler, ilçenin adının kökeni konusunda tek bir kesin bilgi bulunmadığını belirtiyor. Ancak 'Nazlu Oymağı' yorumu, Anadolu’daki benzer boy ve yerleşim adı örnekleriyle desteklenerek en güçlü görüş olarak kabul ediliyor.