Bilecik’in kuzeyinde, Sakarya Nehri kıyısında konumlanan Osmaneli ilçesi, üç bin yılı aşan geçmişiyle Anadolu'nun en eski yerleşimlerinden biri olma özelliğini taşıyor. Antik dönemde ‘Lefke’ adıyla anılan ilçe, tarih boyunca Frig, Pers, Roma ve Bizans gibi birçok medeniyete ev sahipliği yaptı. Roma döneminde askeri ve ticari açıdan önemli bir geçiş noktası olan Lefke, Via Sebaste yolu üzerinde yer alıyordu. Bizans döneminde ise kent surları, dini yapıları ve su yollarıyla bölgesel bir merkez hâline geldi.
1075’ten itibaren Türk egemenliğine giren bölge, 1299 yılında Osman Gazi'nin akınları sonucu Osmanlı topraklarına katıldı. Osmaneli, bu yönüyle Osmanlı Beyliği’nin kuruluş yıllarında stratejik bir rol üstlendi. Osmanlı döneminde özellikle ahşap mimarisiyle dikkat çeken ilçe, günümüze kadar ulaşan hanları, hamamları ve konaklarıyla geleneksel dokusunu büyük ölçüde korudu. 1926 yılında Lefke olan ismi resmî olarak Osmaneli’ye çevrildi. Son yıllarda belediye ve sivil toplum kuruluşlarının yürüttüğü restorasyon çalışmalarıyla tarihi yapılar yeniden ayağa kaldırıldı. Böylece ilçe önemli bir kültür turizmi noktası haline geldi.
PEKİ, OSMANELİ İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Tarihçiler ve yerel kaynaklar, ilçeye ‘Osmaneli’ adının, Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’ye atfen verildiğini belirtiyor. 13. yüzyılın sonlarında Osman Gazi tarafından fethedilen Lefke, Osmanlı Beyliği'nin batıya doğru genişlemesinde stratejik bir adım olarak kabul ediliyor. Osman Gazi’nin bölgeye düzenlediği seferler ve burayı Osmanlı topraklarına katması, bu yerleşim yerinin tarihsel önemini artırdı. Cumhuriyet’in ilanından sonra, yer adlarının Türkçeleştirilmesi ve tarihi köklere vurgu yapılması amacıyla birçok yerleşim yerinin ismi değiştirildi. Bu kapsamda 1926 yılında Lefke’nin adı resmi olarak Osmaneli olarak belirlendi.