Prof. Dr. Ramazan Çetinkaya, kronik böbrek hastalığının genellikle belirti vermeden ilerlediğine dikkat çekerek, erken tanı ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarının hayati önem taşıdığını belirtti.

Prof. Dr. Çetinkaya, dünya genelinde her 10 kişiden birinin kronik böbrek hastalığı ile yaşadığını belirterek, “Böbreklerimiz, vücudumuzun en hayati organlarından biridir. Ancak ne yazık ki böbrek hastalıkları çoğunlukla belirti vermeden ilerler. Her yıl yaklaşık 850 milyon kişi böbrek hastalıklarıyla mücadele ediyor ve maalesef 5 milyon insan, tedaviye erişim sağlayamadığı için hayatını kaybediyor” dedi.

EN YAYGIN NEDENLER NELERDİR?
Kronik böbrek hastalığının en yaygın nedenlerinin başında diyabet ve hipertansiyonun geldiğini ifade eden Prof. Dr. Çetinkaya, “Böbrek hastalıkları, dünya çapında ölüm nedenleri arasında 10. sırada yer alıyor ve bu oran her geçen yıl artış gösteriyor. Böbreklerimiz günde yaklaşık 50 kez kanı süzüyor, dakikada ise 1,2 litre kanı temizleme kapasitesine sahip. Hatta sadece yüzde 20’si çalışsa bile sağlıklı bir yaşam sürdürebiliriz. Bir böbrekle bile yaşam mümkündür” diye konuştu.

13783F00 8547 4100 86C5 161Ecfaa2530-1

TUZ TÜKETİMİNE DİKKAT!
Böbrek sağlığının korunmasında beslenmenin önemine de değinen Prof. Dr. Çetinkaya, “Tuz tüketiminin azaltılması, böbrek hastalıklarının görülme riskini yüzde 20 oranında azaltabilir. Bu nedenle özellikle tuzlu gıdalardan kaçınılmalı, dengeli ve sağlıklı bir diyet tercih edilmelidir” uyarısında bulundu.

ERKEN TANI HAYAT KURTARIR
Kronik böbrek hastalığının genellikle belirti vermeden ilerlediğini ve ileri evrelere ulaştığında diyaliz ya da böbrek nakli gerekebileceğini belirten Prof. Dr. Çetinkaya şu ifadeleri kullandı: “Organ bağışı bu noktada hayati önem taşır. Özellikle diyabet, obezite, hipertansiyon hastaları ile ailesinde böbrek hastalığı öyküsü bulunan bireyler yüksek risk grubundadır. Bu kişilerin düzenli sağlık kontrollerini ihmal etmemeleri gerekir. Basit bir kan ve idrar testiyle böbrek hastalıklarını erken dönemde teşhis etmek mümkündür. Erken teşhis, hastalığın ilerlemesini büyük ölçüde yavaşlatabilir.”

Muhabir: AYŞE OKAN SARICA/ÖZEL HABER