Antalya’nın Finike ilçesinde Limyra Antik Kenti’nden doğan Limiros Nehri kıyısında konumlanan Turkuaz Köy, gıda, tarım ve turizmi buluşturan özgün bir kültür projesi olarak öne çıkıyor. Restoran ve konaklamalı turizm hizmeti sunulan köyün temel hedefi, misafirlere Finike’nin tüm değerlerini tek bir sofrada deneyimletebilmek.
“BU PROJE BENİM DEĞİL, FİNİKE’NİN PROJESİ”
Turkuaz Köy’ün işletmecisi Yüksek Ziraat Mühendisi Celal Bülbül, 10 yıllık yolculuklarını şu sözlerle anlattı:
“Biz 200 yıldır Finike’de yaşayan bir ailenin yeni kuşağıyız. Bu ovada çeltikten pamuğa, pamuktan narenciyeye uzanan bir tarımsal dönüşüm yaşandı. Turkuaz Köy’ü bu dönüşümün devamı olarak görüyorum. Amacımız tarım kültürünü ileri taşımak, çeşitlendirmek ve yeni nesillere aktarmak.”
Celal Bülbül, insanların Finike Portakalı’nı çok iyi bildiğini ancak Finike’yi yeterince tanımadığını vurgulayarak, Turkuaz Köy’de kentin tüm değerlerini ön plana çıkarmayı amaçladıklarını söyledi. Bülbül, “Finike Portakalı biliniyor ama Finike bilinmiyor. Biz Turkuaz Köy’de sadece bir ürün değil; Finike’nin tarihi, doğası, kültürü ve üretim biçimiyle bütününü anlatmak ve Finike’yi tanıtmak istiyoruz” dedi.
DEĞER ZİNCİRİYLE FİNİKE’Yİ ANLATMAK
Projeye başlarken “değer zinciri analizi”ni merkez aldıklarını vurgulayan Bülbül, Turkuaz Köy’ün çıkış noktasını şöyle özetledi:
“Finike’yi tanıtacaksak, Finike’nin değerleriyle yola çıkmalıydık. Portakal, reçeller, tarih, antik kentler, dağ, deniz, köy yaşamı… A’dan Z’ye Finike’nin neyi varsa Turkuaz Köy’e taşımak istedik.”
Köyde antik kent gezileri düzenleniyor, çocuklar için eko atölyeler yapılıyor. Yoga kampları düzenleniyor. Kahvaltı sofralarında hala anneanne ve babaanne tarifleriyle hazırlanmış reçeller yer alıyor.
KÜÇÜK ÖLÇEKLİ BİR EKOSİSTEM
Turkuaz Köy’ün bir şirketleşme ya da büyük yatırım hedefi olmadığını belirten Bülbül, amaçlarının endüstriyel üretimin dışında, küçük ölçekli bir ekosistem yaratmak olduğunu söylüyor.
Buna örnek olarak arıcılığı gösteren Bülbül:
“Burada misafirlere narenciye balı sunmak istedim. Değerli bir hocamızı davet ettik, 300-400 kovanıyla burada üretim yapıyor. O bağımsız üretimini sürdürüyor, biz de sofralarımıza Finike’ye özgü bal koyabiliyoruz.”
DOĞA BAZLI TURİZM VE SPOR BİR ARADA
Bülbül, yoga kampları, nefes çalışmaları ve doğa etkinliklerinin zamanla köye yöneldiğini belirtti.
Önümüzdeki dönemde daha planlı ilerlemek istediklerini söyleyen Bülbül, son yatırımlarını tenis turizmine yaptıklarını açıkladı. Bir kortla başlayan süreçte kort sayısı beşe çıkarıldı.
“Turnuvalar, kamplar ve eğitimlerle 300-400 kişilik gruplar Finike’ye gelecek. Ben hepsini ağırlayamam ama pansiyonlar dolacak, esnaf kazanacak.”
FİNİKE İÇİN ORTAK BİR GELECEK
Turkuaz Köy’de yapılan işin tanımını ise Bülbül şu sözlerle özetliyor:
“Bizim yaptığımız şey doğa bazlı turizm. İçine spor koyabilirsin, yoga koyabilirsin, orman banyosu koyabilirsin… Burası benim evim ama kapısı herkese açık.”
Turkuaz Köy, Finike’de tarımın, kültürün, doğanın ve turizmin bir arada sürdürülebileceğini gösteren örnek bir model olarak dikkat çekiyor.
