Tiyatroya nasıl sevdalandınız?Ben tiyatroya 1980’li yıllarda sevdalandım. Lisenin ikinci üçüncü sınıflarında tiyatroya devam ediyordum. Antalya Belediye Tiyatrosu ile tiyatroya başladım. Geçmişte çok keyifli bir grubumuz vardı, Dündar Mercan abimiz tiyatro topluluğu kurmuştu.Tiyatro sevdalısı abimiz, Müfit Kayacan Fen İşlerinde görev yapıyordu. Müfit abinin önderliğinde tiyatro yapabilmenin imkânlarından yararlanarak Antalya'da “Bizim Sahne Tiyatrosu” nu kurduk. Müfit abi ile birlikte başladığımız tiyatro yolculuğu bugüne kadar geldi. Biz, Antalya'da tiyatro seyircisi altyapısı oluşturan vizyona sahiptik. Bunu çok önemli bir başarı olarak addediyorum. Çünkü Devlet Tiyatrosu buraya geldiği zaman, hazır bir seyirci kitlesi ile karşılaştı ve bunun altyapısını hazırlayan Antalya “Bizim Sahne Tiyatrosu” dur. O günden bugüne kadar, o tiyatronun hem oyuncusu, hem kostümcüsü, hem dekorcusu, hem hizmetlisi, hem süpüren temizlikçisi, hem genel sanat yönetmeni oldum. Çok güzel, çok keyifli her kademesinde görev aldığım tiyatro yolculuğum 33 senedir devam ediyor.
İlk ne zaman tiyatro oyunu izlediniz?1980'li yıllarda rahmetli, Savaş Başaran’ın oyununu izlemiştim çok etkilenmiştim. Annem ve babam Antalya'nın yerlisi. Kaleiçi, Selçuklu’ya kayıtlıyız. Babam polis olduğu için Türkiye’nin çeşitli yerlerinde görev yaptı. Bu nedenle ben de 1966 yılında İstanbul'da doğdum. Bizim, Antalya'ya geldiğimiz dönemlerde çok fazla tiyatro oyunu olmadığı için turneye gelen oyunları izleyebiliyorduk. Bana en büyük idol olan, kahramanım, büyük tiyatro adamı Münir Özkul’dur. Adile Naşit, Münir Özkul benim için olmazsa olmazlardır. Daha sonra Sümer Tilmaç’la tanıştım, Sümer Tilmaç hayatımda çok önemli bir yer edindi. Tanıdıkça çok sevdiğim insanlar oldu.1970’li yıllarda televizyonda Enis Fosforoğlu ve Levent Kırca'nın yaptığı Oyun Treni’nden çok etkilendim. O dönemin sanatçılarından, hayran olduğum Abdullah Şahin’i yıllar sonra tanıma şerefine eriştim. Böyle bir rüzgar içerisinden tiyatroya girdim ve hep halk tiyatrosu bilinciyle yetiştim. Halkın dilinden konuşan oyunlar oynadık yıllarca. Halk kendisinden tipler buldu, kendi sıcaklığını sahnede hissetti ve bugün geldiğim noktada da tabii bunu ne kadar koruyabildik, seyircinin takdirine bırakmak gerekiyor. Antalya’da tiyatro adına, dünden bugüne birçok isim emek verdi. Antalya Şehir Tiyatrosu’nda bugün çok keyifli işler yapılıyor. Mehmet kardeşimle onur duyuyorum. Bugün Antalya'da tiyatro dediğiniz zaman, onların isimleri emekleri yadsınamaz. Geçmişte Mustafa Avkıran dönemi yadsınamaz. Çünkü Mustafa Avkıran döneminde Devlet Tiyatrosu'nda çok güzel işler yapıldı. O gün daha bir başkaydı, daha heyecanlıydı. “Kadı”oyunu vardı mesela, birçok insanı tiyatroya bağladı.Mezopotamya üçlemesi geldi daha sonra. Reha Kardeşim, Reha Özcan o dönemdendir, Yetkin Dikinciler, Diyarbakır'a gitti daha sonra. Mehmet Büyükağaoğlu, Payidar Tüfekçi gibi isimler… Dünya güzeli insanlardırbu arkadaşlarımız. Antalya Tiyatrosu adına çok önemli, çok güzel isimler geldi geçti devlet tiyatrosundan ve hepsi önemli izler bıraktı. Şu anda da Kepez Belediye Tiyatrosu’nda Hakan başkanım benim için çok önemli bir şahsiyettir. Kepez Belediye Tiyatrosu olarak, hiçbir şekilde, izleyicilerden ücret almıyoruz. Toplu olarak İzlemek isteyenlerin ulaşımını sağlıyoruz. Tiyatroyu sevebilecek insanları ve tiyatroya zaman ayırmak isteyip de gelemeyen insanları buraya getiriyoruz.
Kepez Belediye Tiyatrosu’nun sizin için farkı nedir?9 belediye başkanı ile çalıştım ben. Şu an aynı dili konuştuğumuz bir belediye başkanımız var. Tiyatroyu seven, sanatı seven ve sanata destek veren,repertuvarımıza karışmayan, bağımsız olmamıza destek veren, demokrat bir başkanımız var. Olması gereken budur, özgür olmalıdır tiyatro. Geçmişe de haksızlık etmeyeyim, Hasan Subaşı başkanımız da çok destek olmuştu bize o dönemde, de sağ olsun, çok faydası olmuştur. Menderes Türel döneminde, belediye tiyatrosundaki oyuncu arkadaşlarım o döneme kadar hep 80 saatte ücretle çalışırken benim genel sanat yönetmenliği yaptığım ve Menderes Türel’in belediye başkanlığı yaptığı dönemde, bütün arkadaşlarımın kadroya alınmasına vesile oldu ve bunlarla büyük onur duyuyorum. Menderes Türel başkanımız da bu anlamda çok önemli bir belediye başkanıdır. Çünkü o insanların hepsinin hayatını garanti altına almış oldu. Bugün şehir tiyatrosu kurulmuşsa, bunun sebebi bu insanların geçmişte kadroya alınmış ve onlara sahip çıkılmış olmasıdır. Bu da Menderes başkanıma nasip oldu, bende vesile oldum. Şimdi Kepez Belediye Tiyatrosu’nda tiyatro yapıyorum. Hakan başkanım bana söz vermişti, ilk seçimi kazandığı zaman “Kesinlikle tiyatro salonu kuracağım, sana söz veriyorum” demişti ve kazandıktan sonra verdiği sözü tuttu, bir sene içerisinde şu gördüğünüz 500 kişilik, Türkiye'de çok nadir bulunan bir kültür merkezi ki; ben kültür merkez olarak değil tiyatro salonu olarak bakıyorum, Erdem Beyazıt Kültür Merkezi'nde, Antalya’ya bir tiyatro salonu kazandırdı. Başkanım olmasaydı burada tiyatro olmayacaktı. Bana, Hakan Tütüncü ismini çok andığımı söylüyorlar, bütün sıkıntılarımızı çözüyor, daha ne istenir, neden konuşmayalım, her sözümüzde neden ondan bahsetmeyelim? Belediye tiyatrosu yapıyorsunuz, belediye tiyatroların kaderleri belediye başkanının iki dudağı arasında değil mi? Belediye başkanım bana özgür bir tiyatro platformu sağlıyorsa, onun ismini anmaktan çekinmem. Hakan Tütüncü, benim kardeşimdir, 13 senedir tanıyorum. Gençlik kolları başkanıyken Antalya’da “Buzlar Çözülmeden” oyunumu 6- 7 kez seyretmiş ve daha sonra beni Ankara'ya davet etti. Oyunu Ankara'ya götürmekten büyük onur duydum, üç gün oynadım. O zaman aynı dili konuştuğumu hissettim ve o günlerde, “Abi İnşallah bir gün gelecek, birlikte Antalya'ya hizmet edeceğiz” demişti ve bugün bunu yapıyoruz. Bunun için müsaade etsinler de her iki lafımda bir ondan bahsedeyim.Aynı zamanda Kepez Kent Konseyi Başkanı da olan Abdullah Sürekli ile Kepez, Antalya ve tiyatro üzerine söyleşimiz, yarın devam edecek.





