1963 yılından itibaren ülkemizde düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu, bu yıl 25 takım, 172 sporcuyla Antalya’da başladı. Böylesine prestijli bir yarışın ilk iki etabı Antalya’da tamamlandı. Diğer etaplar; Fethiye-Marmaris, Marmaris-Bodrum, Bodrum-Kuşadası, Kuşadası-Manisa, Çeşme-İzmir, son gün de İstanbul etabıyla 8 günde 1188 kilometrelik tur tamamlanıyor. Parkurlar görsel bir şov sunuyor.
Bu yarış hem güzel ülkemizin tanıtımı hem de ülkemizde bisiklet sporunun gelişmesi için önemli. 8 gün boyunca bütün dünyanın gözü üzerimizde olacak.
Katılan 25 takımdan 4'ü dünya turu takımı, bu yıl bizden de 4 takım yarışa katıldı. Konya, Beykoz, Sakarya ve Spor Toto takımları; aralarında çok genç sporcular var onlar için böylesi bir organizasyonda yer almak, isimlerini bütün dünyaya duyurmak adına büyük şans.
En çok konuşulan isimlerden biri de yine her zamanki gibi bisiklet dünyasının yaşayan efsane ismi, Tour of France’da 34 etap birinciliği olan Astana Takımı’ndan Mark Cavendish. Muhtemelen bisiklet onu bırakmadan o bisikleti bırakmayacak gibi görünüyor. 38 yaşındaki sporcu bu turun en yaşlı sporcularından biri ama dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor, formunda görünüyor ve bu yıl Tour Of France’a katılacağının sinyallerini veriyor.
Bisiklet sporu bireysel bir spor olarak görünse de özellikle yol bisikleti yarışlarında takım oyununa dönüşüyor. En iyilerin yarıştığı turlarda galibiyet istiyorsanız takım ruhuyla hareket etmeniz gerekiyor.
Yarışları izlerken ilk etapta biraz sıkılabilirsiniz, uzun bir süre birlikte süren sporcuları gördüğünüzde “bu nasıl yarış, niye kimse kimseyi geçmiyor” diyebilirsiniz. Her sporun kendine özgü kuralları ve terimleri var. Eğer bunları öğrenirseniz ve orada neler olduğunu anlarsanız daha keyifli ve daha heyecanlı hale gelir.
Yol bisikletinde bütün hesaplar rüzgara göre yapılır ve bu tarz yarışlar uzun mesafeli ve birçok etaptan oluşur. En iyilerle yarıştığın için seni finiş çizgisine götürecek olan, taktikler ve takım oyunları olur.
Bu yarışlarda peloton vardır. Sporcular rüzgardan en az şekilde etkilenmek için teker tekere grupça hareket ederler. Bu dışarıdan yarış değil de toplu sürüş izlenemi verebilir. Daha detaylı bakıldığında bu pelotonda gruba tempo veren takımların birbirlerini sırayla taşıdıklarını dinlendiklerini, grubu yavaşlattıklarını ve hızlandırdıklarını görürsünüz. Son 1 kilometre ve 200 metre kala büyük savaş başlar. Takımların sprintleri şahlandığında diğer takım arkadaşlarının desteği ile finiş mücadelesini görürsünüz. Mesela Kemer- Kalkan etabının birincisi Max Kanter sprinte geçtiğinde takım arkadaşı rakiplerinin önünü keserek ona birincilik kazandırdı. 
Yarışlarda peloton dışında kaçış grupları da var. Bu grupların amacı ise genel klasmanda birinci olamasalar da hem kendilerini ön plana çıkarmak hem de diğer mayoların sahibi olmak. Bu tur 4 farklı klasmandan oluşuyor. Yarış bitiminde topladığınız puanlara göre 4 farklı mayoyla ödüllendiriliyorsunuz. 
Turkuaz mayo; genel klasman birincilerine veriliyor. Kırmızı mayo; Dağların Kralı adı üstünde tırmanış kapılarından en çok puan toplayana veriliyor. Yeşil mayo; en çok sprint primi toplayana ve Beyaz mayo ise Türkiye Güzellikler Sprint Primi kapılarından en önde geçerek en çok puanı toplayan sporcuya veriliyor.
Yarışın iki etabı Antalya'da tamamlandı. Bakalım geriye kalan 6 etapta neler olacak?